ASFALTIN KRALLARI
LE MANS '66
Öngörülü bir araba tasarımcısı olan Carrol Shelby (Matt Damon) ile korkusuz sürücü Ken Miles’ın (Christian Bale) kurumsal müdahalelere ve fizik kurallarına aykırı gelerek Ford Motor Company için 1966 yılında Fransa’da gerçekleşen ünlü 24 Saat Le Mans araba yarışlarında yarış arabaları üreticisi Enzo Ferrari’nin en güçlü yarış arabalarını geçecek devrim niteliğinde müthiş hızlı bir yarış arabası tasarlar.
YÖNETMEN:
James Mangold
OYUNCULAR:
Matt Damon
Christian Bale
Jon Bernthal
Caitriona Balfe
SENARYO:
Jez Butterworth
John Henry Butterworth
Jason Keller
James Mangold
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ:
Phedon Papamichael
MÜZİK:
Marco Beltrami
YAPIM:
2019, ABD
DAĞITIM:
TME Films
SÜRE:
152 dakika
ELEŞTİRMEN YILDIZLARI:
MEHMET AÇAR (Habertürk)… 3,5
CUMHUR CANBAZOĞLU (sinemamuzik.com)… 3
MURAT ERŞAHİN (sinemamuzik.com)… 3,5
ALİ ULVİ UYANIK (Milliyet Sanat)… 3
UĞUR VARDAN (Hürriyet)… 3,5
ELEŞTİRMEN GÖRÜŞÜ:
ASFALTIN KRALLARI
ATİLLA DORSAY (t24.com.tr): '... Yarış gerçekten baş döndüren bir ustalıkla anlatılmış. Hele final bölümünde... Belgesel/belgeci bir tavırla çağdaş teknolojinin buluşması parmak ısırtıyor. Ve bir dönemin usta yönetmeni, 1995'ten itibaren Heavy-Şişman, Cop Land-Güçlüler Bölgesi, Girl İnterrupted, İdentity-Kimlik, Walk The Line-Sınırları Aşmak, 3 10 Yuma Treni, Wolverine, Logan gibi birbirinden ilginç filmler imzalamış olan 1963 doğumlu James Mangold'u yeniden günışığına getiriyor. Ama hikayede aksiyonun gerisindekiler de önemli. Özellikle araba sanayii üzerine, en çok da Ford üzerine söyledikleri. Dev şirketin örneğin ikinci büyük savaşa katkısı: Askeri uçakların beşte üçünü üretmiş!... Ön planda iki temel kişi var. Aksiyonla iç içe oldukları için... Carroll Shelby'de Matt Damon biraz patates suratlı olmuş, ama iyi oyunculuğunu koruyor. Ken Miles'da ise Christian Bale daha göz dolduruyor. Öncellikle kişiliği daha sağlam olduğu için... O savaşta Normandiya çıkarmasına tankla katılmış bir efsane-kişilik. Kendisine tapan karısı ve oğluna karşın, o sanki arabalara, en çok da motora müthiş bir tutkuyla bağlı. “Arabalara nazik davranmak gerek” sözüyle onları okşarken, sanki bir aşkı yaşıyor!... Bu öge, filmin sanırım en güçlü, en özgün yanı. Ve o bu karaktere can verirken, biraz da yüzüne bir maske takmış gibi duruyor...'
KEREM AKÇA: ‘… Christian Bale ise devreye girip Ben Miles olduğunda, Damon’ın Carroll Shelby’sini ezip geçiyor. Matt Damon’ın yanında ‘başka bir seviye’de, birkaç kademe üstte yer aldığını ispatlayan bir performans sergilemiş. Sanki onun oyunculuk yaptığı gezegenden kilometrelerce uzakta kendi şovunu yapıyor. Buna ek olarak Ford’un CEO’su Henry Ford II ile idari elemanı Leo Beebe’in; Tracy Letts ve Josh Lucas’a emanetiyle kaliteli bir birliktelik de getirmiş. 152 dakikada film, uzadıkça hantallığını hissettiriyor. Özellikle yarış sekansları aşırı klasik planlanıp “Zafere Hücum”un seviyesine gelemiyor. Aksine kendi gerçekçiliğiyle ‘tarihi iz’ bırakma arzusunu hissediyoruz. .. “Asfaltın Kralları”, daha enerjik, daha taze ve daha postmodern olmayı seçmeliymiş. Ancak bu haliyle ‘Hızlı ve Öfkeli’ serisine göre ‘düzgün’ ve ‘elle tutulur’ dursa da genel anlamda kalıcılık şansını kaçırıyor...'
OLKAN ÖZYURT (SABAH): '... yönetmen James Mangold bir araba yarışı filminden ziyade, tipik Amerikan bakış açısını her şeyiyle temsil eden Ford'un değerler yaratırken nasıl insan unsurunu hiçe saydığını göstererek eleştirel bir bakışla bu gerçek hikayeyi yorumluyor. İçi boş başarılar yerine alın teriyle ve doğru zamanda risk alarak kazanılan başarının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor bize. Yönetmen araba yarışı filmleri için klişe denebilecek unsurları ustalıkla kullanma becerisini gösterirken, heyecanı yüksek, sinematografisi sağlam bir film koyuyor önümüze. Matt Damon Christian Bale uyumunun gayet iyi yansıdığı filmde, Bale'in oyunculuk açısından bir adım öne çıktığı filmi izleyenlerin genel kanısı. Ama bunda Bale'in canlandırdığı karakterin daha derinlikli olmasının payı var. Naçizane ikisi de gayet iyi ve performanslarıyla filmin hikayesinin önüne geçmeyecek kadar mütevazılar. Ez cümle heyecansa heyecan, sinemaysa sinema, eleştirel bakışsa eleştirel bakış, öyküyse öykü... Asfaltın Kralları 'eski usul', seyirlik keyfi yüksek filmleri özleyenler için bir vaha... Yılın öne çıkan yabancı filmlerinden...'
UĞUR VARDAN (HÜRRİYET): '... Doğrusu ben bu denli sürükleyici bir film beklemiyordum ama Mangold’un yapıtı, kimi bölümlerinde sırtını klişelere dayasa da ait olduğu spor gibi adrenalin yükseltici bölümlere (bu noktada görüntü yönetmeni Phedon Papamichael’ın heyecan verici kamera kullanımına ve kadrajlarına dikkat çekmek gerekiyor), ustaca aşılmış virajlara ve geçişlere sahip. Ama 152 dakikalık süresi düşünüldüğünde ise belki pit-stop’ları az olabilirdi! Bu öyküden kim, nasıl ‘kıssadan hisse’ler çıkarır, bilemem ama filmin ben en çok Ferrari kanadının ‘sanat’ı, seri üretim tarafında yer alan Ford cephesinin de ‘endüstriyel bakış’ı (ya da ‘fabrikasyon’u) temsil ettiğinin hissettirmesini beğendim. Sonuç? ‘Asfaltın Kralları’nın 1966 yapımı ‘Grand Prix’ (başrolünde James Garner vardı) ya da 1971 tarihli Steve McQueen’li ‘Le Mans’ gibi bir klasik olup olmayacağına kuşkusuz tarih karar verecek ama hakkında şimdiden şu klişeyi söylemek mümkün: “Kaçırmayın.”