ALTIN KESTANE GOES TO....
Arka Pencere dergisi gelenekselleşmeye giden ´Altın Kestane Ödülleri´nin sahiplerini saptadı. Bu yıl 7´nci kez belirlenen ödüller yerli sinemada 2015´in ´en fenaları´nı sinemasevere havale ederken, kazananları hiç alkışlamıyor. İşte ´en fenalar´:
Festivaller, Altın Küre’ler, Oscar’lar, SİYAD Ödülleri geride kaldı ve dergimiz Arka Pencere’nin bu yıl 7. kez düzenlediği Altın Kestane Ödülleri’ne bir kez daha hoş geldiniz... İlk yılından itibaren “Yalnız havyarla yaşanmaz!” felsefesiyle hareket ederek dağıttığımız bu ayrıksı ödüller, 2015’te gösterime giren yerli filmler arasından ‘doğal aday’ bulmakta gene hiç zorlanmadı. İşin ‘aday belirleme’ aşamasında da titiz bir inceleme sonucu, dört ayrı kategoriye dağılan toplam 19 filmin diğerlerinin arasından sıyrılmasıyla geri sayım başladı. Diğer üç kategorinin adaylarının ise her yıl olduğu gibi 2015 için de ‘eğilim yoklamasıyla’ saptanarak oya sunulduğunu belirtelim.
Altın Kestane Ödülleri’nin takipçileri, ‘gecekondular’ın değil ‘saraylar’ın hedef alındığını; aynanın, neredeyse bütçesiz çalışan genç yapımcı ve yönetmenlere değil ‘görkemli fiyaskolar’a imza atanlara tutulduğunu iyi bilirler. 2015 için de aynı şey geçerliydi hiç kuşkusuz. Marka değerini her geçen yıl yükselten, kurumsal kimliğini sağlamlaştıran ve tadından yenmediği konusunda geniş bir fikir birliği oluşan Altın Kestaneler’i bir kez daha ateşten aldık, kabuklarını soyduk ve işte sahiplerine dağıtıyoruz.
35 sinema eleştirmeni ve kültür-sanat gazetecisinden oluşan 7. Altın Kestane Ödülleri Büyük Jürisi’nin, kazananları alkışlamayarak ve ‘başarılarının’ devamını dilemeyerek sunduğu sonuçlar şöyle...
EN FENA FİLM
KOD ADI: K.O.Z. (CELAL ÇİMEN)
Yalnızca sinema estetiğini değil, propaganda sanatının temel ilkelerini de ayaklar altına almaktan çekinmeyen bir film olarak dikkat çeken “Kod Adı: K.O.Z.”, kategorisinin en büyük favorilerinden biriydi, dolayısıyla sonuç kimse için sürpriz olmadı.
İktidar partisi AKP’nin Gülen Cemaati’ni ‘paralel devlet yapılanması’ ilan etmesinden sonraki sürece uygun dil geliştiren ve “Kandırıldık… Ne kadar da safmışız” söylemini bir kez de beyazperdede tekrarlayan film, cesur bir gazeteci ile Cemaat bağımlısı polis müdürü kardeşini zıt kutuplara yerleştirerek, yaşananların bir ‘kardeş kavgası’ olduğunu söylemekten de geri kalmıyordu. 17-25 Aralık’tan Dink suikastına, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünden Gezi Direnişi’ne dek her şeyin bir senaryoya doldurulup üzerimize boca edildiği, yedinci sanata ait bir üründen çok AKP mitinglerinde dağıtılan broşürleri çağrıştıran film, aldığı oylar neticesinde, bu daldaki en büyük rakibi olacağı tahmin edilen “Darbe”ye ciddi fark attı. İpi, tahminlerin aksine hiç zorlanmadan göğüsleyen “Kod Adı: K.O.Z.”, kendisinden hemen sonra gelen “Fatih’in Fedaisi Kara Murat”a bir, “Aşk Sana Benzer”, “Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu”, “Netekim Karakolu” ve “Darbe”ye ise birkaç tur bindirerek 7. Altın Kestane Ödülleri’nin En Fena Film kategorisinde parlak bir başarı elde etmiş oldu.
Hemen anımsatalım, “Kod Adı: K.O.Z.”un dünyanın en çok izlenen sinema sitesi IMDb’de elde ettiği bir (1) puanlık ortalama da ayrı bir gurur vesilesi olarak sinema tarihine geçmiş durumda.
EN FENA YÖNETMEN
AYTEKİN BİRKON (FATİH’İN FEDAİSİ KARA MURAT)
En Fena Film kategorisinde “Kod Adı: K.O.Z.”un karşısına çıkarak hatırı sayılır bir derece yapan “Fatih’in Fedaisi Kara Murat”, yönetmen dalında da devreye girdi, üstelik rakibini geçti de…
Sinema dünyamıza verdiği kurgu, post-prodüksiyon ve danışmanlık hizmetleriyle tanınmış olan Aytekin Birkon, ilk senaryo ve yönetmenlik denemesi “Fatih’in Fedaisi Kara Murat”ta bolca bilgisayar efekti ve ağır çekimli dövüş sahneleriyle, aldıkları darbeler sonrasında geriye doğru havaya uçan askerler göstermekten başka bir şey başaramamıştı açıkçası. Yarı karanlık, puslu bir atmosferde geçen, “300 Spartalı” ile “Gladyatör” kırması taklit bir sinema dilinin egemen olduğu, teknik ve taktik açıdan parlak bir fiyaskoydu bu son Kara Murat sürümü… En fenası da filmde yoğun bir Türk-İslam Sentezi kıvamı tutturulması, dolayısıyla da Kara Murat’ın önceki her macerasında en az iki kez uğramadan edemediği Bizanslı prenseslerin yatak odalarının önünden bile geçememesiydi.
Bu dalın ikincisinin Celal Çimen (Kod Adı: K.O.Z.), üçüncüsünün de Altın Kestane’nin tecrübeli yönetmenlerinden, geçen yılın galibi Biray Dalkıran (Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu) olduğunu belirtelim.
EN FENA KADIN OYUNCU
TUĞÇE KAZAZ (İÇİMDE AKAN NEHİR)
Siyasi arenada, ülkemizi ve milletimizi felaketlere sürükleyecek iç ve dış komplolara göğsünü siper ederek indirdiği çökertici darbelerle haklı bir şöhret kazanan Tuğçe Kazaz, aynı verimi kamera karşısında her nedense bir türlü alamamakta. 2012’deki “Uzun Hikâye”den sonra bu kez de Erhan Güleryüz’le birlikte başrolü üstlendiği “İçimde Akan Nehir”de varlık gösteremediği gibi tam tersine görmezden gelinemeyecek bir ‘boşluk’ yaratan sanatçı, hayranlarını fazlasıyla üzdü, tahminimizce kendisi de üzüldü. 63 salonda yalnızca bir hafta gösterimde kaldıktan sonra apar topar geri çekilen ve sadece 5.400 seyirciye seslenebilen film, ilk iki kategoride adaylık elde edemese de En Fena Kadın Oyuncu dalında şık bir başarıya ulaştı. Filmde, Ermenilerle savaştan yaralı dönen Azeri askerin âşık olduğu ve küçük kızı hasta dul kadını canlandıran Kazaz, kameraya ‘şuursuzca bakmanın’ mükemmel örneklerini vererek Altın Kestane’ye uzanmayı bildi. Ciddi rakibeleri Wilma Elles (Zilin Sesi, Senden Bana Kalan, Katran) ve Özge Borak (Bana Adını Sor), aldıkları oylarla Kazaz’ı zorlayamadılar bile.
EN FENA ERKEK OYUNCU
FATİH USTA (FATİH’İN FEDAİSİ KARA MURAT)
İşte yılın en çekişmeli, sonucun neredeyse foto-finişle belirlendiği kategorisi… Yapımcısı olduğu, Türkiye’de gösterime girmeyen 2010 yapımı “Karanlık Hesaplaşma”daki rolü dışında ilk kez başrol üstlenen Fatih Usta, çizgi romanlardan ve Yeşilçam dönemi avantürlerinden iyi bildiğimiz Kara Murat’tan çok kick-boks yapan Stallone’a benziyordu. Adını Altın Kestane tarihine altın harflerle yazdırdı ama çok da zorlandı. Usta’yı zorlayan tek isimse “Darbe”, “Evlenmeden Olmaz”, “Bizim Hikaye” gibi filmlerde sergilediği oyunculukla Cansel Elçin oldu. “Kod Adı: K.O.Z.”un gazeteci Zafer’i Hazım Körmükçü ile “Mazlum Kuzey”in organ mafyasının eline düşen türkücüsü Önder Açıkbaş “Biz de varız” deseler de bu ikilinin epeyce gerisinde kaldılar.
ALARM ZİLİ ÖDÜLÜ
FIRAT TANIŞ
İşleyen demir her zaman ışıldamıyor... “Takım: Mahalle Aşkına” ile “Uzaklarda Arama” dışında 2015’te rol aldığı “Yapışık Kardeşler”, “Geniş Aile: Yapıştır”, “Mavi Gece”, “Öğrenci İşleri” gibi zayıf komedilerde ve zayıftan da öte korku-gerilim örneği “Helak: Kayıp Köy”de kendisini adeta helak etmesi nedeniyle Altın Kestane Büyük Jürisi bu yıl alarm zilini Fırat Tanış için çaldı.
ALTIN ÇINGIRAK ÖDÜLÜ
AHMET MİSBAH DEMİRCAN
Beyoğlu Belediye Başkanı… Sinema kültürümüzdeki en büyük kötülük anıtı olarak yükselmeye hazırlanan Sahte Emek Sineması’nda basının karşısına geçip verdiği tüm sırıtkan pozlar için…
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
MURAT USTA
“Fatih’in Fedaisi Kara Murat” filminin yapımcısı… Filmin gişede ve sinemaseverlerin gönlünde iki seksen yatması üzerine eleştirmenlere, “Sinek gibi ezileceksiniz. Kimlere hizmet ediyorsunuz, o… çocuğu çapulcu takımı” diyerek küfür ve hakaret etmekten başka çıkar yol bilmediği için…
7. ALTIN KESTANE ÖDÜLLERİ BÜYÜK JÜRİSİ
Ali Koca, Bilgehan Aras, Burak Göral, Burçin S. Yalçın, Cumhur Canbazoğlu, Çağdaş Günerbüyük, Deniz Yavuz, Ebru Çeliktuğ, Erkan Aktuğ, Erman Ata Uncu, Evrim Kaya, Eyüp Tatlıpınar, Fırat Ataç, Hasan Cömert, Hilal Çetinder, Janet Barış, Kaan Karsan, Muhsin Akgün, Murat Erşahin, Murat Özer, Müge Turan, Müjde Işıl, Nil Kural, Okan Arpaç, Rıza Oylum, Sadi Çilingir, Sinan Yusufoğlu, Suzan Demir, Şenay Aydemir, Talip Ertürk, Tunca Arslan, Tuncer Çetinkaya, Vuslat Saraçoğlu, Uğur Vardan, Yusuf Güven.
www.arkapencere.com