´AÇ KALPLER´İ ELEŞTİRMEN BEĞENDİ, SEYİRCİ İZLEMEDİ
Bu haftanın en iyi filmlerinden Aç Kalpler (Hungry Hearts), sinema eleştirmenlerinin olumlu yorumlarına karşın gişede beklediği ilgiyi göremedi. İtalyan yönetmen Saverio Costanzo´nun filmi ilk hafta sonu üç günde, 14 salona 709 biletli seyirci toplayabildi.
Özetle eleştirmen yorumları:
MURAT ERŞAHİN (sinemamuzik.com): ´... Ülkemiz izleyicisiyle ilk kez 34. İstanbul Film Festivali kapsamında buluşan İtalyan yapımı, ´bağımsız´ bir romantik komedi izleyeceğimizi düşündüren açılış sahnesinin ardından, gizem yüklü bir gerilim filmine, ağdalı bir drama dönüşüyor. Yılın, ´içi en dolu´ filmlerinden biri ´Hungry Hearts´. New York´ta tanışan bir çift. Sıradan bir Çin lokantasının tuvaletinde kilitli kaldıklarında doğuyor aşkları. Sonra evlilikle sürüyor ilişki. Dünyaya gelen bebeklerinin ardından, hayatlarındaki tozpembe renk, siyaha dönüşüyor birden. Bebeğin beslenmesi, sağlığı, derken; yaşamı üzerine kıyasıya bir savaş yaşanıyor ardından. Sistemin insana ettikleri, saplantı, paranoya, inat, inanç, zehir, tıp, bilim, alternatif tıp, annelik içgüdüsü, veganlık, etoburluk, avlanmak, öldürmek, kabuslar, sahip olma, koruma güdüsü, etik, gündelik hayatın yok edici ritüeli içinde birlikte kalma çabasının boşluğu ve sonra aniden, kapkara inen dehşet ve yalnızlık hissi. Geçtiğimiz Venedik Film Festivali´nin üzerine en çok konuşulan filmlerinden olan kapranık yapım, Marco Franzoso´nun romanından, Saverio Costanzo tarafından perdeye aktarılmış. Yaman sinemacı Costanzo, yönettiği dördüncü uzun metraj kurmacasında, modern hayat, kapitalist ahlak, çarpık iletişim, plastik öğretiler, sıradan faşizm ve faşist öğretinin küçük insanın dünyasını nasıl da alt üst ettiğini son derece ters köşe ve incelikli biçimde resimliyor. Turgut Uyar dizeleri gibi genel tablo: ´Şimdi bir otobüs gelir, biner gideriz. Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç´. ´Yaşanacak yer değil, yaşadığımız gezegen; aşık olduğumuz insanı bile yok etmenin en uygun yeri burası diyor´ film. Et ve kan açlığının, veganlıkla; yani, ´çeşitli nedenlerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri kullanmayı reddetme´ durumuyla olan çatışması fonunda, evrensel bir hesaplaşmanın karanlık faturası! Filmin; Venedik´te, ´en iyi erkek´ ve ´en iyi kadın oyuncu´ ödüllerini kazanan iki başrol oyuncusu, karşılıklı döktürüyorlar. ´Inside Llewyn Davis / Sen Şarkılarını Söyle´ ve ´Frances Ha´ filmlerinden tanıdığınız Adam Driver ile ´Lo Sono L´Amore / Benim Adım Aşk´ filmindeki kırılgan kız evlat performansı zihne çakılan İtalyan aktris Alba Rohrwacher, uzun süredir, perdede izlemeye hasret kaldığımız ´gerçeklikte´ oynamışlar. Oyuncu kadrosunun bir diğer sürpriz ismi ise, ´netameli´ rollerin tanıdık isimlerinden emektar Kanadalı aktris Roberta Maxwell. Seçkin görüntü yönetmeni Fabio Cianchetti´nin kamerası ve açıları, içinizde an be an artan tedirginliği besleyen cinsten. Oscar´lı isim Nicola Piovani´nin orijinal müziği de bir o kadar önemli. Aile, toplum, birey üçgeninde; psikolojik gerilim, hatta korku sinemasının kaliteli örnekleri arasında sayabileceğimiz film, içeriğindeki temel temaları, sosyal ve psikolojik değinilerle, Michelangelo Antonioni sineması külliyatına, özellikle 1964 tarihli ´Il Deserto Rosso / Kızıl Çöl´e saygılarını sunuyor. Genel atmosferde ise Polanski ruhu var. Nicholas Roeg başyapıtı ´Don´t Look Now / Karanlığın Gölgesi´ ise bir diğer sağlam referans. Sezonun nispeten kurak günlerinde kaçırmamanız gereken, düşündüren, bol soru işaretli ve tedirgin edici karanlık bir dram; birebir çevirimiyle ´Aç Kalpler´.´
UĞUR VARDAN (HÜRRİYET): ´... Sempatik bir romantik komedi gibi başlayan ´Aç Kalpler´, çok geçmeden basit insani içgüdülerin psikolojik uç noktalara savrulmasıyla birlikte üst düzey bir gerilim filmine dönüşüyor... Oyunculuklara gelince; Mina´da Alba Rohrwacher, Jude´da Adam Driver bence muhteşemler, keza gösterdikleri performansla geçen yıl Venedik´te ´En iyi kadın´ ve ´En iyi erkek´ oyuncu dallarında ödüle uzanmışlardı. Ayrıca Jude´un annesi Anne´de de Roberta Maxwell çok başarılı. ´Aç Kalpler´ öyle hüzün dolu sahnelere sahip ki, psikolojik açıdan seyircisini adeta çarpıyor. ´Leviathan´ geçen sezonun filmiydi ama bizde bu yıl gösterime girdi. Dolayısıyla Andrey Zvyagintsev´in başyapıtı benim için hâlâ 2015´in ´En iyisi´, ´Aç Kalpler´ de sıralamada şu ana kadar gösterilen filmler itibariyle ´Foxcatcher´la birlikte ikinci sırayı rahatlıkla kapar. Bu muhteşem çalışmayı kaçırmayın derim...´
ATİLLA DORSAY (t24.com.tr): ´... Film kadının sanki bir tarikatın özel inançlarına yakın bir inatla savunduğu bu yöntemle, erkeğin bebeğini en normal biçimde bakıp büyütme içgüdüsü arasındaki mücadeleye dayanıyor. Bu mücadele giderek büyüyor ve bir korku filmi sınırlarına kadar uzanıyor.Ne var ki yönetmenin amacı bu değil. Yeni bir Rosemary´nin Bebeği yapmak değil. Her ne kadar filmin uzunca bir bölümünde, garip mercekler kullanarak o atmosferi yaratmaktan kaçınmasa da...O tersine, ana-babalık denen kutsal, sorunlu ve son derece güç sürece farklı bir göz atmayı deniyor. Ve sevginin, hele bir bebeğe yönelmiş bir sevginin akıldan, mantıktan ve bilimden beslenmeden, tek başına o çocuğu büyütüp yetiştirmeye yetip yetmeyeceğini tartışmaya açıyor.Şaşırtıcı ve yer yer ürpertici bir film, değişik bir konunun yenilikçi bir yaklaşımla ele alınması...´
SUNGU ÇAPAN (CUMHURİYET): ´... Haftanın asıl görülesi filmi, İngilizce çekilmiş İtalyan yapımı "Hungry Hearts-Aç Kalpler" bizce. Yönetmen Saverio Costanzo´nun Marco Franzoso´nun romanından sinemaya uyarladığı film tesadüfen New York´ta tanışan Jude-Mina çiftinin ilişkisini anlatıyor, romantik komediyle korku arasında gidip gelerek.Hamile kalıp doğuran Mina modern tıptan çok alternatif yöntemlere eğilimliyken özellikle bebek bakımında Mina´yla ters düşer Jude.Geçen yılki Venedik film festivalinde Jude-Mina rolleriyle Adam Driver´a en iyi erkek, Alba Rohrwacher´e de en iyi kadın oyuncu ödüllerini kazandıran "Aç Kalpler", sinemaseverlerce kaçırılmayacak nitelikte, farklı bir ilk görüşte aşk hikayesi çeşitlemesi.´
NİL KURAL (MİLLİYET): ´... Saverio Costanzo´nun yönettiği "Aç Kalpler / Hungry Hearts", geçen yıl Venedik´te Alba Rohrwacher ve Adam Driver´a En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülleri´ni kazandırmıştı. New York´ta geçen film, New York´lu mühendis bir adam ve İtalyan bir diplomatın tuhaf bir tanışmayla başlayan aşkının, bebeklerinin doğmasının ardından sarpa sarmasını konu alıyor. Çiftin arasının bozulmasının nedeni, kadın karakterin önce hamilelikte protein yememesi, bebek doğunca da filme göre "zıvanadan çıkıp" sağlıklı olsun diye vegan beslediği bebeğini açlıktan ölme noktasına getirmesi. Film gitgide kadın karakteri balık gözü objektifli çekimler eşliğinde bir manyağa dönüştürüyor. Evin çatısında organik bir serada turp toplama sahnesini gerilim unsuru olarak kullanacak kadar tuhaflaşan, açıkça erkeklerin yanında duran bir yapım.´
MEHMET AÇAR (HABERTÜRK): ´... Bebeğini çok katı bir "vegan diyeti" yle, yani her tür hayvani gıdadan uzak büyütmeye çalışan anne ile çocuğunun sağlığından endişe eden baba arasındaki çatışmayı anlatan bir film seyrettiğimizi açıkçası biraz geç anlıyoruz. Ayrıca filmin meselesi konusunda yönetmenin kafasının karışık olduğu belli. Konu üzerinde bir polemik yürütmektense her şeyi bir gerilim malzemesi haline getiriyor. Mina gözükara bir fanatik, bir çeşit "masum canavar"; Jude ise bebeği kurtarmaya çalışan çaresiz bir baba olarak geliyor karşımıza. Sonra feminist eleştirmenlerden korkarcasına ve seyirciyle dalga geçercesine roller değişiyor. "Avcı erkek dünyası" ile "masum kadın" karşı karşıya geliyor. Bazı eleştirmenlerin hayran kaldığı "Aç Kalpler"i çok sevip beğendiğimi söylemem mümkün değil ama gerçekten ilginç bir öyküsü olduğu kesin. Mina´da Alba Rohrwacher, Jude´da ise Adam Driver´ın çok iyi performanslar çıkardığını belirtelim.´
KEREM AKÇA (haberturk.com): ´... Filmin Wes Anderson renkliliğini taşıyan bir ´screwball komedi´ gibi başlayıp Polanski´nin ´Daire Üçlemesi´ne geçiş yaptıktan sonra, araya dans sahneleri ve Cassavetes-Hitchcock-Bava melezi gerilim duygusu sokmayı ihmal etmeyen, değişken bir ´gotik korku´ya dönüştüğü söylenebilir. Yanlışlıkla bebek sahibi olmanın muhafazakar açılımlarının Hollywood´u yanlış yöne sürüklediği günlerde "Aç Kalpler" ilaç gibi geliyor. Gerçekçi yorumlara açlığımızı gideriyor. Korkutucu bir çifti, dengeli bir şekilde kullanırken korku bölümlerindeki ´karanlık tablo´ akıllardan kolay kolay çıkmayacak gibi gözüküyor...´