1975’te doğdu. Babası da müzisyendi. 13 yaşında sahneye çıktı ve bir daha inmedi. Yeteneğiyle kısa sürede sivrildi. Fatihli beş genç tarafından 1995’de kurulan Kör Talih, 2001 Roxy Müzik Günleri'nde jüri özel ödülünü almıştı. Batı enstrümanlarıyla birlikte Doğulu sazları da kullanan grup, arabesk ve alaturka altyapılı, tasavvufa meyleden, psychedelic rock tınılarının da olduğu soundun peşinden gitmişti.
26 Ağustos 1971’de Bursa’da doğdu. İlkokul sıralarında mandolini seçti ve devamında gitara geçti. Rock müziğin Bursa’da kuvvetli olduğu dönemde gruplarla sahnede bas gitar çaldı. Crom, Bohem, Blues Band, Gökalp Baykal Band, Mızrak, Sabih Cangil Band gruplarında yer aldı ve birçok sanatçı dostunun albüm kayıtlarına katıldı.
Doksanlar’ın ilk yarısında yer aldığı heavy metal grubu Knight Errant’taki performansıyla dikkat çekti. 2001’de senfonik metal grubu Almora’yı kurdu. Mart 2002’de Standing Still ile Cyrano parçalarından oluşan tekliyi ve ilk albüm Gates of Time’ı yayınlayan Almora, o yılın flaş grubu oldu ve yazılı basınla radyolardan ilgi gördü.
1971’de Ankara' da doğdu. İlkokuldan sonra İ.T.Ü. Devlet Konservatuarı Viola Bölümü’nde eğitim gördü. 1988’de bas gitara geçti; Ali Perret’ten caz armoni ve teorisi dersleri aldı. Devamında caz camiasında tanındı ve birçok projede çaldı; festivallere katıldı, lokallerde sahne çalışmaları yaptı.
1967'de doğdu. 1989'da İstanbul Belediye Konservatuarı Klasik Batı Müziği Vurmalı Çalgılar Bölümü'nden mezun oldu ve Devlet senfoni Orkestrası'nda çalışmaya başladı. Ardından İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun yapımlarında da müzisyen olarak yer aldı.
1920 Kırklareli doğumlu Kemal Güleşoğlu ilkokuldan sonra İstanbul Konservatuarı’nda yatılı okudu. Fagot bölümünden mezun oldu ve bir süre Ankara kulüplerinde çalıştı. Ardından İstanbul’a dönüp ilk şehir orkestrasında fagot çaldı. 1950’lerin başında ise 16 kişilik orkestrasını kurdu. Akordeon, fagot ve saksafonu üstlendiği orkestrasıyla 1953’den başlayarak radyoda dans ve caz müziği yaptı.
1949’da İstanbul Moda’da doğdu. Önce melodika, 13 yaşında da gitar çalmaya başladı. Saint-Joseph Lisesi’nde okurken üç yıl boyunca okulun orkestrasıyla Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’na katıldı ve ikinci yıl en iyi ritm gitarist, üçüncü yıl en iyi solo gitarist seçildi. Yarışmada jüri olan Cem Karaca tarafından Kardaşlar grubuna gitarist olarak alındı. Bir süre grupla müzik yaptı ve kendinden yaşta büyük elemanlardan çok şey
O dönem çok popüler olan Mavi Işıklar’a rakip olarak 1966’da İstanbul’da kurulan Mavi çocuklar’da altı yıl çaldı. Okul çaylarının aranan grubu olmuşlardı. Altın Mikrofon’un üçüncü yılında (1967) Mavi Çocuklar finale kalan altı yarışmacı arasındaydı. Sonuçta, Tamzara ile birinciliği almış ve yarışma şartnamesine göre çıkarmaya hak kazandıkları 45’liğe Tamzara ile Develi Daylar’ı koyarak plağı yayınlamışlardı.
Profesyonel müziğe Şevket Yücesaz Orkestrası’nda kontrbas çalarak başladı. İlhan Feyman Orkestrası ile 1958 yılında sahneye çıktı. Bir süre Doruk Onatkut, Süheyl Denizci, Yavuz Özışık orkestralarında çalıştıktan sonra, kendi orkestrasını kurdu ve İstanbul’un tanınmış birçok lokalinde yer aldı.
20 Haziran 1970’te İzmir’de doğdu. Yedi yaşında davulla ilgilenmeye başladı. Müziğe 12 yaşında amatör gruplarda davul çalarak başladı. 1985’te Ankara’ya yerleşti. Lise yıllarında Ankara’da çeşitli rock gruplarına destek verdi. 1992’den başlayarak birçok albümünün kaydında yer aldı. 1993’te İstanbul müzik piyasasına girdi ve poptan rocka, Latinden funka, halk müziğinden acid caza kadar farklı türlerde sahne ve stüdyo çalışmalarını sürdürürken caza eğildi.
Doğup büyüdüğü Bergama ve çevre yerlerde üstün trompet çalma tekniğiyle dikkat çeken, düğünden düğüne koşan, sonra İstanbul piyasası tarafından keşfedilen Ergun Şenlendirici, roman ezgilerinden türkülere, sanat müziğinden caz tınılarına kadar geniş yelpazedeki ustalığıyla kısa sürede birçok türdeki albümlerin vaz geçilmez isimlerinden oldu.
1949’da Yugoslavya’da doğdu. 1956’da ailesiyle Manastır’dan İstanbul’un Rami semtine geldi. Daha Manastır’da gitar çalmayı öğrenmişti. İstanbul’da da Metin Alkanlı’dan gitar dersleri aldı. Sinemada Batılı gençlik ve müzik filmlerini izledikten sonra mahalledeki arkadaşlarıyla 1964’te Siyah Gölgeler grubunu kurdular.
1942’de Ankara’da doğdu. Annesi Sabahat Hanım eski operacıydı. Onun teşvikiyle altı yaşında evde piyano dersleri almaya başladı. Orta sonda konservatuara girmek istedi; müzisyen adamın aç kalacağı gerekçesiyle ailesi izin vermedi. Lise sondayken Aralık 1958’de Ankara TED Koleji’nde öğrenim gören birkaç arkadaşıyla, vokal müziğine uygun şarkılar seslendirmeye başlamışlardı. Kendilerini dinleyen Yener Arıkoğlu birlikte çalışmayı teklif etmiş ve Arıkoğlu topluluğun şefi seçilmişti.
1940 doğumlu Ege, müzik hayatına 15 yaşında babası Fehmi Ege’nin yanında piyano çalarak başladı. Askerlik sonrası Almanya'da müzik yaptı ve ülkeye dönünce radyoevine girdi... Engin Ege, orkestrasının elemanlarıyla TRT İstanbul Radyosu Tango Orkestrası bünyesinde de çalıştı ve akordeon ile piyano çaldı. Daha sonra bu orkestranın şefi oldu. 2006’ya dek bu toplulukla programlar yaptı.
1959’da İstanbul’da doğdu. 1982’de İstanbul Belediye Konservatuarı keman ve piyano bölümünden mezun oldu. Profesyonel müziğe 1974’te Salim Ağırbaş Orkestrası’nda adım attı. Devamında konserler ve albüm kayıtlarında Okay Temiz, Arif Sağ, Cem Karaca, Belkıs Akkale gibi isimlerle çalıştı, şarkılara düzenlemeler yazdı.
Gitardaki yeteneği ve bluesla rocka hakimiyetiyle genç yaşta ünlenen Bağcıoğlu, 1984'de Cemal Atahan ile The Gang grubunu kurdu. 1994’te Ankara’nın en iyi gruplarından sayılan Blues Express'le sıra dışı bir sounda imza attı. 1998'de önce Soul Stuff'da çaldı ve devamında Murat Ülkü ile Cool Cats grubunu kurdu. 2000'de Soul P ve Thrust gruplarında müzik üretti. 2001’de Numara albümünün kayıtları için Bulutsuzluk Özlemi’ne katıldı.
4 Ağustos 1944 İstanbul doğumlu Selçuk Alagöz’ün müziğe ilgi duymasında, müzik hocalığı yapan babası Bahattin Bey’in etkisi büyüktü. Babasından mandolin dersleri alarak başladı işe. Alman Lisesi’nde öğrenim gördüğü dönemde flüt çalarak çeşitli amatör gruplarla çalıştı. İktisat Fakültesi birinci sınıfında okuduğu sırada turist rehberliği yaparken gezdirdiği kafileyi Erol Büyükburç’un çalıştığı lokale götürmüştü. Gecenin sonunda Büyükburç’a flüt çaldığını söyleme şansını yakaladı ve ertesi gün provaya çağırıldı.
11 Temmuz 1966’da Aydın’da doğdu. İzmir’de ilkokulda müziğe başladı. İzmir Koleji’ndeyken lokallerde gruplar bünyesinde rock, blues rock çaldı. Ege Üniversitesi’nde tıp okurken okulda müzik kulübü kurulmasına ön ayak oldu. 1991’de üniversiteyi bitirdi ve tamamen müziğe eğilerek Bilkent Üniversitesi Caz Konservatuarı’na girdi. Caz camiasına katıldı ve çeşitli projelerde yer aldı. 1993’te Kaş’a yerleşti ve bestelere ağırlık verdi. 1994’e Hindistan’a gitti ve Hint müziği ve felsefesi üzerine çalıştı.
1949'da Ankara'da doğdu. Babası Kemal Dumlu, Orhan Sezener'in Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde kurduğu 'big band'de nefeslileri çalıyordu. Merih Dumlu müziğe küçük yaşlarda piyano dersleri alarak başladı. 1965'te lise çağlarında Ankara'da düğün orkestralarında çalışıyordu. Üniversite için İstanbul'a gidince müziğe devam etti ve 1967'de Mehmet Pekün'le Vahşiler grubunu kurdu. Bu grupla 1969'a kadar sahneye çıktı.
15 Mart 1932’de İstanbul Cihangir’de doğdu. Ablalarının plaklarında Bing Crosby ile Glenn Miller’ı dinleyerek küçük yaşta müzikle tanıştı. İngiliz okulu High School’da okurken Cüneyt Sermet’le caz yapmaya başladı. Sermet ile 1953-54 arası Arto Haçuturyan’ın orkestrasına gird undu. 15,16 kişilik topluluk Şan Sineması, İnci Sineması, Pangaltı Ermeni Lisesi gibi mekanlarda caz standartları çalıyordu.
Yeni yıl, yeni vizyon, film festivali derken Nisan ayı bitti bile… Haftaya Mayıs! Dördü yerli, üçü yeniden vizyon görecek yapım olmak üzere toplam on üç filme ev sahipliği yapıyor 25 Nisan haftası… İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
1930’ların başında Şikago’da suçlarla örülü dünyalarını bırakıp anavatanlarına, Mississippi’ye geri dönen ikizler ve burada açtıkları eğlence merkezi niteliğindeki kulübü vampirlerin basmasıyla yaşanan kaos... Özellikle Marvel evrenine dahil iki ‘Black Panther’ filminin yönetmeni olarak bilinen Ryan Coogler imzalı ‘Günahkârlar’ blues müziğin ön planda olduğu, siyahlara ilişkin sosyolojik bakışlara sahip etkileyici bir gerilim filmi. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/19.04.2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba. Ülkenin gündemi düzenli yazılarımıza müsaade etmedi bir süredir. Yaşanan hukuksuzluklar, gençlerin başını çektiği protesto gösterileri, boykot vs. derken, ülkenin gündemi yoğunluklu olarak bunlarla ilgiliyken, sinema yazmak içimden gelmedi açıkçası. Yaşananları unutmadan ve gündemden düşürmeden, sinemaya yavaş yavaş geri dönelim. Gecikmeler olunca, geçtiğimiz Şubat ayındaki Berlin Film Festivali izlenimlerinin son bölümü de bu haftaya kadar sarkmış oldu. Ama bu filmler, ülkemize ancak uğramaya başladığı için, halen eski bir gündem değil diye düşünüyorum. O halde buyurun, Berlinale izlenimlerinin, son bölümüne.
Esra İçöz ile İhsan Güvenç, müzik tarihimizde iz bırakmış eserleri bugün 20.30’da TRT Müzik’te yayınlanacak Senin Şarkın programında icra ediyor...
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
İletişim yayınları etiketiyle satışa çıkan kitapta müzik yazarı, eleştirmen, programcı Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitap, Yeşilköy’de başlayan çocukluğun, radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan başarı öyküsüne dönüşümü kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.