Yakın arkadaşı Muvaffak Falay’la birlikte küçük yaşta Kuşadası'nın Belediye Bandosu’nda yetişti. Askerliğini yaptığı İstanbul’da da askeri bandoda çaldı. 1964’te Orkestra 6’ya katıldı ve trompetiyle sahnelerde tanındıktan sonra orkestrasını kurup çalışmaya başladı. 1967’de yurtdışına giden orkestra İsveç’te ve Norveç’te büyük gece kulüplerinde Ulvi Temel (trompet), Selahattin Tansel (vokal, bas gitar), Metin Çotal (piyano, trombon), Ertan Olcayalp (saksafon, klarnet), Okay Temiz’li (davul) kadroyla sahneye çıktı. Hollanda’da orkestraya bir ara Muhittin Paydaş (saksafon) ile Ayşegül Paydaş da (vokal) katılmıştı.
Ekim 1979’da Sabih Cangil (gitar), Karaca Somer (vokal), Altan Üze (bas gitar), Levent Gülsün (tuşlular), Faruk Kurtulmuş’la (gitar) Dizayn grubunu kurdu. Sonra RA ismini aldılar. Cover yerine beste çalan grup, tam işleri yoluna koymuştu ki, elemanların yurt dışına gitmesiyle kadroda değişiklikler yaşandı.
12 Mayıs 1952’de, İstanbul Erenköy’de dünyaya geldi. Babası hariciyeci olduğundan Paris’te büyüdü. Müziğe kabiliyeti vardı; ud, piyano, keman ve darbukadan sonra gitara geçti. Örümcek grubunu kurdu. Çocuğu doğunca 21 yaşında hayatını müzik dışında kazanmaya başladı ve uzun yıllar tekstil sektöründe çalıştı. Yavuz Çetin’le tanışınca gitarını tekrar eline aldı ve Blue Blues Band adını verdikleri grupla 1990-2000 arası blues coverları çaldılar.
50’li yıllarda Türkiye’nin 1 numaralı akordeoncusu kabul edilen Taki Cenerini, 12 yaşında İstiklal Caddesi’nin Tünel’e bakan tarafında yer alan Kibar gazinosunda çalışmaya başlamış, asıl ününü 1950’lerde İstanbul Radyosu’ndaki ‘Akordeonla Hafif Melodiler’ programında, 1960’larda Hilton Oteli’nde ‘Taki Cenerini ve Arkadaşları’ adıyla çıktığı şovlarda yapmıştı. Burgazadalı olan, İtalyan asıllı Cenerini (Asıl adı Giovanni Demetrio Cenerini) döneminin en fazla tutulan isimlerinden biriydi.
1933’te İstanbul’da doğdu. 1946'da İstanbul Belediye Konservatuarı yatılı bölümüne girdi. Mezuniyetinin ardından, mecburi hizmet kapsamında, 1955 yılında Cemal Reşit Rey yönetimindeki İstanbul Şehir Orkestrası’nda çalışmaya başladı. Askerlik sırasında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nda yer aldı. Altmışlar’ın başında Orhan Avşar Radyo Tango Orkestrası’na girdi ve viyolonsel, keman, kontrbas ve piyano çaldı. Devamında Fehmi Ege Tango Orkestrası ve Necdet Koyutürk Dans Orkestrası’yla da radyo bünyesinde programlar yaptı.
15 Şubat 1974’te İstanbul'da doğan Buket Doran, müziğe flüt ve mandolinle başladı. Sonra bas gitara geçti. 1991'de Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletme bölümüne girdi ve üniversitenin müzik kulübünde ilk kez bas gitarı denedi. Bas gitar dersleri aldıktan sonra 1992’de ilk grubu Ain't Blonde’u kurdu. Kadınlardan oluşan bu grupla 1994’e kadar çeşitli lokal konserleriyle devam etti. Rock camiasında ilgi görmesine karşın Ain’t Blonde 1994’te dağılınca Doran devamında Köpek ve Odesia gruplarında çaldı.
1 Nisan 1972’de Adana’da doğdu. Küçük yaşta müzikle ilgilendi. Kadıköy Anadolu Lisesi’nde öğrenim görürken okulun orkestrasıyla Milleyet Liseler Arası Müzik Yarışmasına katıldı ve davul çaldı. Aynı dönemde rock grubu kurdu. Okuldan sonra müzik stüdyolarında çalışmaya başladı ve kendini geliştirmek için ABD Berklee’de öğrenim gördü.
2 Aralık 1947’de doğdu. Müzik macerası 1965’de babalarının aldığı akordeonu kendi çabalarıyla öğrenerek ve diğer iki kardeşiyle sırayla çalarak başlamıştı. Zamanla gitarla davulu da öğrendi. 27 Kasım 1965’de kardeşi Haldun’la Kamer Düğün Salonu’nda ilk kez sahneye çıkmayı başarmış ve profesyonelliğe adım atmıştı. 1966’da kardeşleri ve arkadaşıyla İstanbul Dörtlüsü’nü kurdu.
İstanbul’da doğan Volkan Başaran akordeon, mızıka, flütten sonra 10 yaşında gitara geçti. Kabataş Erkek Lisesinde okurken okul orkestrasıyla Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’nda başarılar elde etti. Lise 1’deyken profesyonel müziğe adım attı ve düğünlerde çalmaya başladı. Marmara üniversitesi müzik bölümünü kazandı ama sahne ve kayıtlar nedeniyle okulu sürdüremedi.
18 Haziran 1946’da İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta müziğe merak sardı. Pendik Lisesi’nden ayrılıp 17 yaşında arkadaşlarıyla orkestra kurdu ve topluluğun gitaristi olarak düğün salonlarında, sinemalarda popüler müzikleri çaldı, dans müziği yaptı. 1967'de askere gitti ve orduevinde müzik yapmaya devam etti. Vatani görev sonrası Ankara’ya yerleşti. Cemil Başargan Orkestrası’na katıldı. Müzik dersleri aldı ve kendi adına orkestra kurdu.
9 Kasım 1940’da İstanbul’da doğdu. Profesyonel müziğe 1964’te Özdemir Erdoğan Orkestrası’nda davul çalarak başladı. Dans müziği yapan bu topluluğun ardından Ahit-Cahit Oben’in geçti ve gece kulüplerinde çalışmak istemeseler de maddi sorunlar nedeniyle sahnede Öztürk Serengil, Özdemir Erdoğan gibi isimlere eşlik ettiler.
12 Nisan 1957 İstanbul doğumlu İrfan Güney, müziğe mandolinle başlıyor. Ardından melodikaya geçiyor ve okul zamanı gitarı deniyor. Belediye Konservatuarı yarı zamanlı bölümünde bir süre piyano eğitimi görüyor. Devam etmiyor ve dışarıdan özel dersler alıyor. Çeşitli gruplarda gitar ve tuşluları çaldıktan sonra Tülay-Ozanlar’la çalışıyor, turnelere çıkıyor.
13 Eylül 1944’de Ankara’da doğdu. 1950’lerin ikinci yarısında Yalçınkaya Tümay, Mehmet Soyarslan, Nedim Demirelli ‘Şen Gençler’ adlı amatör grubu kurdu ve gençlik toplantılarında kontrbas çalmaya başladı. Uzun süre aynı kadroyla devam edildikten sonra vokalist Sadık Bütünley, piyanist İlker Dalyan, davulcu Batur Pere’yle üye sayısı arttı ve Kervansaray, Caddebostan Gazinosu gibi mekânlarda sahneye çıkıldı.
Yerli hafif müzik dünyası yeni yeni şekillenirken, sahnelerde yer alan az sayıdaki nefesliler çalgıcısı sık sık topluluk değiştiriyordu. Bunlardan flüt ve saksafon çalan Mustafa Toroslu, 1960’ların başında Erol Büyükburç’la çalışmaya başladı ve ardından Kentet Dogo’da tenor saksafon çaldı.
1960’da İstanbul Hasköy’de doğdu. 1974’te gitara başladı. Lisede okulu bırakarak tamamen müziğe yöneldi. Bir dönem sokaklarda çaldıktan sonra birçok grupta yer aldı. Kısa sürede rock camiasında sağlam tekniğiyle dikkat çekti ve 1982’de Devil grubuna girdi.
1942’de İstanbul’da doğdu. Somer Soyata ve Arkadaşları grubunun 1960 kadrosunda Erkut Taçkın (gitar, vokal), Güngör Yücel (vokal), Özden Ulugün (gitar), Ersin Yüce (elektro gitar, vokal), Gürkan Bilgütay (saksafon), Erkan Gürsal (elektro org ve piyano), Yalçın Ateş’le birlikte davulda yer aldı.
Oğuz Kayhan, Barış Manço’nun Kafadarlar’ın ardından 1961’in yaz aylarında Galatasaray Lisesi’nde kurduğu ikinci grubu Barış Manço-Harmoniler’le dikkat çekti. Yavuz Beşorak (piyano), Rıza Omayer (gitar), Emre Gönenç (gitar), Fikret Zolan (davul), Oğuz Kayhan (saksafon), Barış Manço’dan (vokal, piyano) oluşan ekip konserlerle tanınmaya başlamıştı.
Müzik hayatına 1957’de şarkı söyleyerek adım atan, org da çalan Yılkut Tezcan 70’lerin başında Önder Altuğ (tenor sax), Gökçen Taşkıran (gitar, vokal), Yusuf Donat (bas gitar), Saffet Diler’le (davul) ‘Yılkut Tezcan 5’i kurdu. Orkestra gazinolarda program yaptı ve stüdyoya da girerek dans 45’likleri yayınladı.
1969’da Çanakkale’de doğdu. İstanbul’da üniversite sıralarında Aralık 1992’de Ertan Kızıltan (vokal), Orhan Yolsal (gitar), Çetin Güney (bas gitar), Soner Doğanca’yla (davul) Acil Servis grubunu kurdu. Devamında pop müzik piyasasına da adım attı ve Cem Karaca, Funda Arar, Kıraç, Sezen Aksu, Sertap Erener ve Ayşe Tütüncü gibi çok sayıda isimle çalıştı, albüm kayıtlarında yer aldı. Düş Sokağı Sakinleri’nden Murat Çelik ile sahne programları yaptı.
1944’te Ankara’da doğdu. İstanbul’da yüksek öğrenim görürken profesyonel müziğe adım attı ve akordeonuyla çeşitli topluluklarla müzik yaptı. Sahne çalışmaları sırasında taverna müziğini yakından tanıdı ve bu kulvarda ilerlemeye başladı. Kendi adına orkestra kurdu.
Çoğunluğu yerli yapım olmak üzere yedi, sekizden aşağı pek düşmüyor haftanın yeni film sayısı. Her sezon olduğu gibi yerli filmlerde başı yine korku ve animasyon türleri çekiyor!.. Beşi yerli yapım olmak üzere toplam sekiz yeni filme ev sahipliği yapıyor Mart ayının son vizyon haftası! İstanbul dışında bulunduğumdan ötürü kimi filmler adına düzenlenen basın gösterimlerine katılamadığımdan, haftanın yeni filmlerine yapım notlarına değinerek yer vereceğim.
Çeyrek yüzyılı aşkın, başta pop olmak üzere müziğin tarihini tutan, radyo programları üreten, kitaplar, eleştiriler yazan, plaklar çalan Naim Dilmener bu uzun yürüyüşün Gazete Pazar ile Radikal adımlarında kaleme aldığı yazılarıyla, müzik serüvenimizden önemli ve değerli isimleri bizlerle paylaşıyor.
Yedi tepeli şehir için baharın müjdecilerinden biridir İstanbul Film Festivali. Bu yıl 44’üncü kez düzenlenecek bu kültür şenliği 11 Nisan’da başlayıp 22 Nisan’da sona erecek. Organizasyon dahilinde 139 uzun metraj ve 15 kısa film izleyiciyle buluşacak. Festivale ilişkin bir rehber olması amacıyla kaçırılmaması gereken 10 filmlik bir liste hazırladık. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/29/03/2025)
Gündemdekilere ve vitrindekilere aldırmadan upuzun sinema tarihinden cımbızla seçilen hoş filmler, insan kokan öyküler, gözden kaçanlar, ıskalananlar, pamuklara sarılması gereken mütevazı başyapıtlar ve diğerleri Hilal Çetinder’in kaleminden Film Makarası’nda…
Geçen hafta, Berlin Film Festivali (Berlinale) izlenimlerimize başlamıştık. Kaldığımız yerden devam edelim. Bu hafta bahsedeceğimiz filmler arasında, festivalden Altın Ayı ile dönen ve İstanbul Film Festivali’nde de gösterilecek olan Drømmer, Radu Jude’nin yeni filmi Kontinental ’25, tümüyle yapay zeka ile oluşturulmuş görseller ile yapılmış bir animasyon ve festivalden Teddy ödülü ile dönen, Lesbian Space Princess de var. Haftaya, Berlinale notlarımızın üçüncü bölümü ile devam edeceğiz.
TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Ayşen Birgör, gökteki yıldızlar misali ışıl ışıl şarkıları bugün 19.00'da TRT Müzik'te ekranlara gelecek Yıldızlar Altında programında seslendiriyor.
Yeni fotoğrafı görmek, müzikseverlerin beğenisinin ne kadar değiştiğini öğrenmek için yerli rockta ‘bütün zamanların en iyileri’ni sinemamuzik.com okurlarına ve müzik eleştirmenlerine sorduk. İlginç liste çıktı ortaya:
Her biri meslekte en az 20 yılı devirmiş müzik yazarlarımızın saptadığı yerli grupların ‘şeref tablosu’nda Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ile ‘orta yaş’a dayanmış akranlar mor ve ötesi ile Duman gözüküyor. Hemen enselerinde Kurtalan Ekspres ile Dervişan yer alıyor. Bir alt basamakta ise, az zamanda çok iş yapmış Hardal ve Mazhar Fuat Özkan bulunuyor. Aslında gözler Mazharlar’ı daha üstte arıyor da, ‘ticaret’in dozunu kaçırmak bazen böyle sonuçlara neden oluyor.
Sinemamuzik.com, bir çoğu Altın Portakal’da jürilik de yapmış sinema yazarlarına sordu: ‘Antalya Altın Portakallı en iyi film hangisi’?... Birinciler listesinde ‘kortej’e çıkan ve bütün zamanların Altın Portakal birincilerini değerlendiren 31 sinema yazarının katıldığı araştırmada, Zeki Ökten’in 1980 tarihli Sürü filmi 213 puan toplayarak birinciliği kazandı. Sürü’yü 204 puanla Muhsin Bey (Yavuz Turgul) ve 192 puanla Uzak (Nuri Bilge Ceylan) izledi.
Sinemamuzik.com sinema yazarlarına sordu: ‘İlk uzun filmini 21. yüzyılda çeken en iyi 10 yerli yönetmen kim?... 30 sinema yazarının katıldığı araştırmada bol ödüllü Emin Alper 195 puan toplayarak birinciliği kazandı. Alper’i 145 puanla Pelin Esmer ve 136 puanla Özcan Alper izledi. Emin Alper'i 27 sinema yazarı listesine alırken, Pelin Esmer’e 25, Özcan Alper’e 20 listede yer verildi. Bazı popüler isimler ön sıralarda yer alamadı.
İletişim yayınları etiketiyle satışa çıkan kitapta müzik yazarı, eleştirmen, programcı Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitap, Yeşilköy’de başlayan çocukluğun, radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan başarı öyküsüne dönüşümü kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.
Türkiye´nin büyük kentlerinde yayında olan radyo kanallarının geniş listesi
Genç yaşına karşın uzun yıllardır rap müzikle uğraşan ´sinemamuzik.com´ okuru Emre Onaran sitemiz için şarkı yazdı. Yapıtını arkadaşı Uygar´la (Ragyu) birlikte seslendiren Emre Onaran´ın (Sürgün) videosu içeride:
Ünlü grupların kuruluş öyküleri, müzik serüvenleri yakından takip edilse de isimlerinin nasıl doğduğu ve koyulduğu pek bilinmez. Meraklısı için ilginç bir liste hazırladık:
Hemen her öğretmenin, okul müdürünün maratona benzettiği hayatın henüz başında biri Lezzet. Başka bir deyişle; böğürtlenli, limonlu, çilekli, çikolatalı, vişneli, karamelli, karadutlu dondurmalardan henüz tatmadı, sadece vanilyalının tadını biliyor. Onunla tanışmak için sayfaları çevirmen yeterli. Çelişki Bilmez Lezzet’in Geçmiş Zaman Maceraları Uğur Vardan’ın çocukluk anılarından yola çıkarak yazdığı öykülerden oluşuyor.
Popüler orkestralar ile grupların Türkiye serüvenini ‘Günlerin İçinden Canım’ / 100 Yıllık Türkiye Popüler Orkestralar ve Gruplar Tarihi (1923-2022) adlı internet sitesinde anlattım.
50. yaşını kutlayan albümlerin, yayınlandığı dönemde yarattıkları heyecan, uzunçaların kulaklardaki doygunluğu, yeni yeni piyasaya çıkan kasetlerin sunduğu kolaylık, bugünün dijital ortamında unutulmuş plakların önemi müzik camiasının en tatlı muhabbetlerden biri bu yıl. Doğum günü pastaları 50 mumla adeta yangın yerine dönmüş, eskimeyen, çoğu klasikleşen albümler arasında gezintiye ne dersiniz?