Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

11 EKİM 2013

10 Ekim 2013 Perşembe 19:57
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

11 Ekim haftasının beş yeni filminden ikisi notlarımız arasında: ‘Gravity / Yerçekimi’ ile ‘Don Jon / Kalbim Sende’. Filmekimi programında da yer alan Kim Ki-Duk ustanın yeni filmi ‘Moebius’, 2010 tarihli Robert Rodriguez imzalı aksiyon ‘Machete / Ustura’nın devam eden macerası, ‘Machete Kills / Ustura Dönüyor’ ve yerli komedi ‘İki Kafadar: Chinese Connection’ haftanın notlarımızda yer alamayan diğer yenileri. Bu hafta, Antalya’da, 50. Altın Portakal Film Festivali’ndeydim. Uluslararası Film Yarışması’nda SİYAD jürisi olarak görev yaptım. Festival programı oldukça kapsamlı ve kaliteliydi. Altın Portakal’a nice 50 yıllara diyoruz. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın bırakmayın. Herkese iyi seyirler.

YERÇEKİMİ
Meksikalı usta yönetmen Alfonso Cuarón imzalı üç boyutlu bilimkurgu dram, son derece yetkin bir yedinci sanat ürünü. ‘Great Expectations / Büyük Umutlar’, ‘Y tu mamá también / Ananı da!’, ‘Harry Potter and the Prisoner of Azkaban / Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’, ‘Children of Men / Son Umut’, gibi önemli filmlerin ardından ‘Gravity / Yerçekimi’ ile yeni bir gövde gösterisi yapıyor Cuarón. Deneyimli astronotların yanında ilk uzay görevine çıkan tıp mühendisi, yaşanan felaket sonucu, sonsuz boşlukta tek başına kalır. Yeryüzü ile iletişimi kopmuştur ve geri dönmek için gitgide tükenen umuduna rağmen mücadele eder. Sandra Bullock’un başrolüne destek veren oyuncu, George Clooney. İzleyicisini, uzay boşluğuna çıkaran, bir felaket yaşatan ve daha sonra yeniden gezegene dönmesi için yaşanan mücadeleye ortak eden heyecan yüklü bilimkurgu, son derece gerçek. Kullanılan müthiş tekniğin ötesinde, varoluşçu metni ve değindiği içi dolu meselelerle yılın en önemli filmlerinden biri kesinlikle. Yönetmenlik anlamında verilmiş bir ders öte yandan. Yaman yönetmenin zeki, duygu dolu, yenilikçi, nefes kesen filmini ıskalamak, bünyede kalıcı zararlara yol açabilir! (4,5 / 5)

KALBİM SENDE
New Jersey’de yaşayan Jon adlı genç adamın porno bağımlılığı vardır. Bütün kadınlar bir porno aracıdır onun için. Hatta bilgisayarından izlediği kadınlar, gerçeklerinden çok daha ateşli ve daha gerçektir. Sürekli kasap aşkları yaşayan, klasik bir İtalyan ailesinden gelme, alt orta sınıftan, güce tapan, boş vakitlerinde vücut geliştirmeyle uğraşan, kendisi gibi eğlenceyi sadece her gece başka bir kadınla birlikte olmaktan ibaret sanan arkadaşlarıyla takılan, arabalara düşkün, her Pazar günü günah çıkardığı kilisenin ardından, ailesiyle Pazar yemeği yiyen genç adam, hemen her erkeğin peşinde olduğu Barbara ile bir ilişki yaşamaya başlar. Bir tesadüf eseri karşılaştığı, kendisinden hayli yaşlı olan Esther ile yakınlaştıkça, hayata dair ciddi ayrıntıları ve yaşamın başka yerde olduğunu fark etmeye başlayacaktır. 1981 doğumlu aktör Joseph Gordon-Levitt’in ilk uzun metraj yönetmenlik denemesinin senaryosu da kendine ait. Levitt’in aynı zamanda başrolü üstlendiği filmin öne çıkan diğer yıldızları; Scarlett Johansson ve Julianne Moore. Tony Danza ile Glenne Headly, kadronun diğer isimlerini oluşturuyorlar. Amerikan toplumunun belirli bir kesimini iyi analiz eden Gordon-Levitt’in cinsellik çıkışlı kara mizahı, alt orta sınıf alışkanlıklarından tutun da kiliseye dek, birçok kurum ve kavramı eleştirmekten geri durmuyor. Sonuçta söylediği şey ve söyleme biçimi, fazla önem arz etmese de, altını çizdiği meselelere olan içten ve dürüst yaklaşımıyla, bir ilk film olarak ilgiyi hak ediyor orijinal adıyla ‘Don Jon’. Scarlett Johansson, çizdiği başarılı kompozisyonla zihinde kalıyor. (3 / 5) MURAT ERŞAHİN




Diğer Yazılar