Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

27 HAZİRAN 2025

26 Haziran 2025 Perşembe 12:05
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

Haziran’ın son vizyon haftasındayız… Hemen önümüz Temmuz. Yazın tam ortası! Filmler gündelik hayata eş değer; hız kesmiyorlar! Vizyon gündeminde ise yeni moda sürüyor: Yeniden vizyon gören eski popüler yapımlar. Yerli yapımlar da dahil oldu akıma… 

Haziran ayını Necati Cumalı’nın ‘Uzak Haziran’ adlı şiiriyle uğurlayalım!
‘İki dudak arası bir zaman
Gözgöze geldikse geçerken
Mayıs'la Haziran arasında
Yağmurlu bir saçak altından
Aşktı uçup giden üstümüzden
Aşktı değip geçen yanımızdan

Uyanıp kış uykularından
Şubat'la Mart arasında
Eylül'le Ekim arasında
Yaz sularından kıyıya çıkan
İki adım arası bir zaman
Gözgöze geldikse geçerken
Günlük güneşlik bir kaldırımdan
Aşktı uçup giden üstümüzden
Aşktı değip geçen yanımızdan

Aşktı görmedik bilmedikse
Kimbilir hangi Eylül bir daha
Hangi uzak Haziran’

 


SİNEMA TARİHİNDEN 5 KLASİK
Broken Arrow / Kanlı Ok
(Yönetmen: Delmer Daves / 1950)

Shane / Vadiler Aslanı
(Yönetmen: George Stevens / 1953)

 The Man from Laramie / İntikam Kanunu
(Yönetmen: Anthony Mann / 1955)

Rio Bravo / Kahramanlar Şehri
(Yönetmen: Howard Hawks / 1959)

The Man Who Shot Liberty Valance / Kahramanın Sonu
(Yönetmen: John Ford / 1962)

 


HAFTA SONU AİLE SİNEMASI
ANNE VE BABA İÇİN

Le Grand Bleu / Derinlik Sarhoşluğu
(Yönetmen: Luc Besson / 1988)

Les visiteurs / Misafirler
(Yönetmen: Jean-Marie Poiré / 1993)

Les choristes / Koro
(Yönetmen: Christophe Barratier / 2004)


ÇOCUKLAR İÇİN
Frozen Fever / Karlar Ülkesi: Kutlama
(Yönetmen: Chris Buck, Jennifer Lee / 2015)

Finding Dori / Kayıp Balık Dori
(Yönetmen: Andrew Stanton, Angus MacLane / 2016)

Cars 3 / Arabalar 3
(Yönetmen: Brian Fee / 2017)

 


Vizyonda bu hafta (27 Haziran 2025)
Üçü yerli yapım olmak üzere toplam sekiz filme ev sahipliği yapıyor Haziran ayının son vizyon haftası!
Murat Düzgünoğlu’nun yazıp yönettiği yerli dram ‘Kurtla Köpek Arasında’ haftanın notlarımız arasında geniş olarak yer alan filmi. 

 

KURTLA KÖPEK ARASINDA
-Sıkışmış ruhlar üzerine-

İşinden kovulan Orhan, yakın dostu İzzet’in emekli olup köyüne döneceğini öğrenince hayal kırıklığına uğrar. Bu arada eski nişanlısı Aslı’yla yakınlaşır. Aslı, Orhan’la evlenerek ablalarının yanına taşınmaktan kurtulmayı planlamaktadır. Ancak Orhan gittikçe hayata yabancılaşmakta, gördüğü hayallerle gerçek hayat arasındaki çizgi yok olmaktadır. 
Dünya prömiyeri Moskova Film Festivali’nde gerçekleşen dramı Murat Düzgünoğlu yazıp yönetmiş. Yönetmenin, ‘Hayatın Tuzu’ (2018), ‘Neden Tarkovski Olamıyorum’ (2014) ve ‘Halef’in (2018) ardından çektiği yeni filmi karanlık bir varoluş öyküsü. Mücahit Koçak, Eylül Soğukçay, Ali Seçkiner Alıcı ve Bülent Düzgünoğlu’nun oyuncu kadrosunu oluşturduğu yapımın görüntü yönetmenliğini Şafak Ildız üstlenirken, kurgusunu ise Melik Saraçoğlu gerçekleştirmiş. Yapım, 35. Ankara Film Festivali’nin ‘Ulusal Yarışma’ bölümünde izleyici ile buluşmuştu.
Koyu bir yalnızlık ve yabancılaşma arasında süren varoluş sorgulamaları… Özgürleşme düşü, geçmişin yükü, seçimler, tutsaklık, amaçsızlık, melankoli, biriken öfke, ekonomik ve sosyal baskılar altında büyüyen içsel problemler. Kurtla köpek metaforları arasında artan bir iç çatışma. Dünyaya bir başına bırakılan insanın günbegün artan yalnızlığı, çaresizliği, dinmez hesaplaşması. Gerçek özgürlük bir hayal mi? Başarılı görüntü yönetimi ve ışık kullanımı, tükenmiş, umutsuz bir portreye omuz başında eşlik ediyor. Çıkışsız suç öyküsü, baştan sona izletiyor kendini. (3 / 5) 


Haftanın diğer yenilerine bakacak olursak…
Yedinci sanatın dehalarından Charles Chaplin’in (1889-1977) 1925’de yönettiği üçüncü uzun metraj kurmacası ‘The Gold Rush / Altına Hücum’, yapımından yüz yıl sonra yeniden beyazperdede! Ölümsüz klasiği perdede seyretmek özellikle yeni nesiller için müthiş bir ayrıcalık anlamı taşıyor. Birçok maceracının yaptığı gibi Klondike Altına Hücumu hareketinde Alaska’ya altın aramak için giden ‘Küçük Serseri’ Şarlo’nun buradayken çektiği sıkıntılar, düştüğü komik durumlar, hırstan gözleri dönmüş insanların zaaflarını görmesi ve bu arada aşkı bulmasına tanıklık edeceğiz. Filmin en unutulmaz sahnelerinden biri de kendi gibi iki altın arayıcıyla birlikte kar fırtınasının ortasında uçurumun kenarına sürüklenmiş bir kulübede mahsur kaldıkları sahne. Ayrıca yemek niyetine ‘ayakkabısını yediği’ sahne de akıllara kazınan ve sinema tarihine geçen anlardan biri kuşkusuz! Yazıp yönettiği ve başrolü üstlendiği siyah beyaz ve sessiz dev yapımda auteur’e eşlik eden oyuncularsa Mack Swain, Tom Murray, Georgia Hale, Henry Bergman ve Malcolm Waite. Kaçırılmaz!
2003’te ‘Da Vinci Şifresi’ adlı romanıyla dünyayı kasıp kavuran Dan Brown’ın 2000 yılında yayımladığı ilk romanı ‘Melekler ve Şeytanlar’ çok satan bir kitap olmasına rağmen ‘Da Vinci Şifresi’nin popülerliğiyle daha çok ilgi görmeye başlamıştı. Aynı durum beyazperde içinde geçerli. Ron Howard, romanların kahramanı Robert Langdon’ın maceralarını filme aktarırken, ilk olarak ‘Da Vinci Şifresi’nden başlamasının nedenini, pek çok kişinin ‘Melekler ve Şeytanlar’ı, ‘Da Vinci’nin Şifresi’nin kazandığı ünden sonra okuması olduğunun altını çiziyor. On altı yıl sonra yeniden vizyona giren 2009 tarihli Mistik gerilim ‘Angels & Demons / Melekler ve Şeytanlar’, 2006 yapımı ‘Da Vinci Şifresi’ gibi, gizli kardeşlik örgütleri, sembolizm, dört element, Hıristiyanlık ve sırları gibi dini ve tarihi gizemlere dayanıyor. Hıristiyanlığın başkenti Vatikan’ı yok etmek isteyen Illuminati isimli gizli örgüt, tuhaf cinayetler, hareketli bir polisiye ve bütün sırları çözmeye çalışan simgebilimci kahramanımız Robert Langdon’ın heyecanlı macerası… Tom Hanks’in rol arkadaşları Ewan McGregor, Stellan Skarsgard, Armin Mueller-Stahl ve İsrailli aktris Ayelet Zurer. 140 dakikalık süresiyle Dan Brown meraklılarına özellikle seslenen film, aynı adlı kitabı, ardından ‘Da Vinci Şifresi’ni okuyup filmini de beğenenler için ayrı bir anlam taşıyabilir. 
2022 yapımı ‘M3GAN / Megan’ı, popüler birer korku serisi halini almış ‘Saw / Testere’, ‘The Conjuring / Korku Seansı’, ‘Insidious / Ruhlar Bölgesi’ ve ‘Annabelle’ gibi filmlerin yaratıcılarından James Wan kaleme almış, 2014 tarihli korku öyküsü ‘Housebond / Ev Hapsi’ ile tanıdığımız Gerard Johnstone yönetmişti. Bir oyuncak şirketinin robotbilim mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen ve çocukların hem dostu hem de oyun arkadaşı olarak dizayn edilen, yapay zekâya sahip insanımsı robot Megan’ın, işlevinin ötesine geçip, kendi iradesiyle kararlar alması sonucu gelişen korkunç olayları izlemiştik. Başlıca rollerini Allison Williams ve on bir yaşındaki başarılı aktris Violet McGraw’ın üstlendikleri bilimkurgu katkılı korku-gerilim, sınırları ve vaatleri belli olan buna karşılık elini korkak alıştırmayan, iyi yazılmış ve yönetilmiş, düzgün bir tür örneğiydi. Don Mancini ve Tom Holland tarafından yaratılan ‘Child’s Play / Çocuk Oyunu’nun ana karakteri katil oyuncak bebek ‘Chucky’den yola çıkıp, ‘Annabelle’e ve nihayet ‘Terminator’e uzanan referanslarıyla bir tür kırması olan yapım, ilgiyle izletiyordu kendini! Slasher korkudan, bilimkurgu gerilime uzanan ve bir seriye dönüşen yapım yeni filmi ile yeniden bizlerle. ‘M3GAN 2.0 / Megan 2.0’ yine Gerard Johnstone imzası taşıyor. İlk filmde kontrolden çıkan yapay zeka robotu M3GAN’ın teknolojisinin çalınıp yaratılan Amelia adlı robotu durdurması için M3GAN’ın diriltilmesini konu alıyor. M3GAN, bir yapay zekâ harikası olarak, iki yıl önce kontrolden çıkıp öldürücü bir çılgınlığa kalkışmış ve ardından yok edilmiştir. M3GAN’ın yaratıcısı Gemma, şimdi yüksek profilli bir yazar ve yapay zekanın hükümet denetimi konusunda savunucudur. Bu arada, Gemma’nın yeğeni Cady, şimdi 14 yaşında, Gemma’nın aşırı korumacı kurallarına karşı isyan etmeye başlamıştır. Onların bilmediği ise, M3GAN’ın temel teknolojisinin güçlü bir savunma müteahhidi tarafından çalınıp yanlış şekilde kullanılması ve bu sayede askeri sınıf bir silah olan Amelia’nın yaratılmasıdır. Amelia, tehlikeli bir suikastçı casus haline gelir. Ancak Amelia’nın öz farkındalığı arttıkça, insanlardan emir almayı ve onları hayatta tutmayı giderek daha az ilginç bulmaktadır. İnsanlığın geleceği tehlikeye girdiğinde, Gemma tek bir seçeneğin kaldığını fark eder: M3GAN’ı yeniden diriltmek ve ona birkaç yenilik eklemek, böylece onu daha hızlı, daha güçlü ve daha öldürücü hale getirmek. Yolları kesiştiğinde, orijinal ‘yapay zekâ kraliçesi’ rakibiyle karşılaşacaktır.
‘F1: The Movie / F1 Filmi’, Formula 1 takımı APXGP’ye ve onun çaylak sürücüsüne yol göstermek adına emeklilikten geri dönen eski bir yarış pilotunun hikâyesi! Yönetmen koltuğunda Joseph Kosinski’nin oturduğu aksiyon-motor sporları alt türünün yeni örneğinde başrolü Brad Pitt üstleniyor. Kerry Condon, Javier Bardem, Shea Whigham, Damson Idris ve Tobias Menzies, Pitt’e eşlik ederlerken, ünlü F1 Ferrari pilotu İngiliz Lewis Hamilton, misafir isim olarak renk katıyor yapıma. 
Çizgi roman evreninde yaşayan sevimli bir dinozor, ailesi kaybolunca farklı dünyalar arasında seyahat ederek yeni dostlarıyla onları bulmaya çalışır. Çekya-Polonya-Slovakya ortak yapımı animasyon ‘Smok Diplodok / Cesur Dinozor’, Wojtek Wawszczyk tarafından yönetilmiş. Ted adındaki çizerin yarattığı bir çizgi romanın içinde yaşayan sevimli dinozorun ailesi gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Ted’in, dinozor hikayeleri için çalıştığı yayıncının projeyi sonlandırması üzerine tüm çizgi romanları silmeye hazırlandığı bir dönemde Diplodocus, hikâyelerde yer alan dünyalar arasında seyahat etme yeteneğini keşfeder. Yeni yolculukları sırasında tanıştığı sihirbaz Hocus Pocus ile Profesör Nervekowsky ve Entomology gibi zeki ve tuhaf bilim insanlarıyla, ailesini kurtarmak için yola çıkar.
Çağan Irmak’ın 2008’de yazıp yönettiği ‘Issız Adam’, on yedi yıl aradan sonra yeniden vizyon görüyor! Aşk ve yalnızlık arasında sıkışıp kalan iki insanın dokunaklı öyküsü! Gurme seviyesinde yemek kültürü olan ve kendi restoranının sahibi şef Alper, lüks bir hayat yaşamaktadır. İşinde başarılı ama özel hayatında düzensiz biridir. Taksim’de çocuk kostümleri tasarlayıp diken mütevazı Ada çıkar karşısına. Eski bir kitabı bulmak için aynı kitapçıya girmeleriyle başlayan tesadüfi ilişkileri, derinleşen duygular ve hayatın gerçekleriyle sınanır. İlişkilerinde görünürde bir sorun olmamasına rağmen, Alper'in yalnızlık arayışı ve toplumla bağ kurmaktan kaçınması, aşkın ve ayrılığın iz bırakan yanlarını gözler önüne sererek ve ilişkiyi tehdit eder. Melis Birkan ve Cemil Hünal’ın başrolleri paylaştığı romantik dramda, Yıldız Kültür de rol alıyor.
Burak Kaan Şimşeker’in yazdığı, yönettiği ve orijinal müziğini de imzaladığı yerli animasyon ‘Caretta Bobi’, Olympos’tan çıktığı yolculukta kendini Sulu Ada’da bulan ve evine dönmek için deniz canlılarının yardımıyla Antalya’yı keşfeden sevimli iribaş deniz kaplumbağasının öyküsü. 

İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın!


İyi seyirler herkese!

MURAT ERŞAHİN



Diğer Yazılar