03 MAYIS 2019
Üçü yerli, toplam dokuz yeni film merhaba diyor vizyona. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insanın elini sakın ha bırakmayın! İyi seyirler herkese.
HIGH LIFE
-Hiçliğe yolculuk-
Kara deliğe, uzay zamanın kırıldığı noktaya doğru yol alan 7 numaralı uzay gemisinde bir bebekle birlikte yaşayan Monte, bilinmeze ilerlerken hayatta kalma mücadelesi verir. Usta yönetmen Claire Denis imzalı dram, bilimkurgu fonu içerse de; aslında tamamen duygular ve hiçlik üzerine… Arzular, umut-umutsuzluk, insan-insansızlık, sevgi, ölüm ve hayat!
Robert Pattinson’a, usta aktris JulietteBinoche ile birlikte MiaGoth ve André Benjamin eşlik ediyorlar. Bir grup suçlunun, uzaydaki bir istasyonda gerçekleşecek üreme görevini mecburen kabul etmeleri sonrası yaşananlar. Öngörülemez gelişmeler karşısında sınanan yaşama güdüsü. Başarılı atmosferde, Denis’e destek olan isimler, usta görüntü yönetmeni Yorick Le Saux ile Polonyalı TomaszNaumiuk… Tindersticks’in beyni Stuart A. Staples, orijinal müziğin yanı sıra, ses tasarımını da üstlenmiş.
Baba-kız, vücut sıvıları, fedakarlık, bilim, saplantı, uzay zamanı, organik şeyler, görecelik, hiç olmak, duyarlılık, varlık, hayal kırıklıkları, hüzün, suç, vicdan, dönüşsüzlük, elem, yeni bir başlangıç ümidi, devam etme ve son… Claire Denis’in 2008 tarihli yürek söken enfes anlatısı ‘38 Rhums / 35 Tek Rom’un eşsiz baba-kız ilişkisi, bambaşka bir boyut ve uzama sıçramış. Kurak vizyonun vahalarından biri ‘High Life’. Uzayda hiçliğe yolculuk. Görece boşlukta insan, anlam ve hissiyat… Kaçırmayın! (4 / 5)
EKSİ BİR
-Sahipsizlik üzerine-
‘Kar başlıyor yağmaya.Burada kimler kalacak? Eskisi gibi genetaşlarla yoksullar.’ BertoltBrecht’in ünlü dizeleri geliyor akla Orhan Oğuz imzalı filmi izlerken… Yarı felçli, meczup Şemsi, soğuk kış gecesinde görev yapan üç zabıtanın hayatlarını derinden etkileyecektir. Isınmak için girdiği belediye kültür merkezi salonunda bulunan Şemsi adlı adamın kimi kimsesi yoktur. Sokakta yaşayan yarı felçli adam, idrarını ve dışkısını kontrol edememektedir üstelik. Üç zabıta, arabaya aldıkları yaşlı adamı bırakacak bir yer ve sorumlu aramaya başlarlar. Çaresiz arayış, zabıtaların gece angaryasını derin bir sorgulamaya dönüştürecektir.
Sorumluluk, sahipsizlik, yoksunluk, yoksulluk, garibanlık, kimsesizlik, otorite, küçük insan, bürokrasi, çarklar arasına sıkışıp kalmış çaresizlik ve çıkışsızlık… Senaryosunu Eyüphan Erkul ve Orhan Oğuz’un birlikte kaleme aldıkları dramda başlıca rolleri Ercan Kesal, Nilüfer Açıkalın, Serkan Ercan ve Metin Belgin paylaşıyorlar. Çıkış noktası oldukça iyi olan film, bir miktar sarkma ve tekrar tuzağına düşse de, ilgiyle izletiyor kendini. Ufak hayatlarımızda sahipsiz ve kimsesiz kalmışlığımız üzerine gerçekçi, vicdani ve elem yüklü bir tespit öyküsü ‘Eksi Bir’. İyi oynanmış hikayenin sinemasına bir miktar daha özenilseymiş, çok daha iyi bir film yansıyabilirmiş perdeye. Yine de, dertsiz tasasız, ‘laylaylom’u bol yerli film bolluğunda iyi geliyor zihne ve yüreğe. İzleyin. (2,5 / 5) MURAT ERŞAHİN