Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

02 AĞUSTOS 2013

02 Ağustos 2013 Cuma 00:04
Murat Erşahin Sinemadan Çıkmış İnsan

1 Ağustos Perşembe günü vizyona girecek olan sevimli animasyon ‘The Smurfs 2 / Şirinler 2’ ile birlikte yeni haftanın film sayısı altı. Başrollerini, Denzel Washington ve Mark Wahlberg’in paylaştıkları ‘2 Guns / Zorlu İkili’, ünlü yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosuyla öne çıkan aksiyon komedi ‘Red 2’ ve yerli korku ‘Dabbe: Cin Çarpması’, notlarımız arasında yer almıyorlar. İçinizde yaşayan sinemadan çıkmış insana sıkı sıkıya sarılmayı ihmal etmeyin. Herkese iyi seyirler!

KUTSAL MOTORLAR
1991 tarihli büyüleyici ve devrimci romantik dram ‘Köprü Üstü Aşıkları / Les Amants Du Pont-Neuf’ ile yüreğe yerleşen yaman Fransız Leos Carax’ın yeni filmi, yedinci sanata saygılarını sunan, bunun yanı sıra son derece provokatif, sarsıcı ve güçlü bir sistem eleştirisi. Gerçeküstü oluşlara yer veren lezzetli film, olabildiğince hüzünlü, duygu dolu ve delice. Eylemin diriliği ve tazeleyici, onarıcı etkisiyle süren koşuşturma içinde, durup hayatlarımıza bakan ve işte budur, bundan fazlası değil diyen filmin ana kahramanı, tuhaf, eksantrik bir iş adamı. Adı Oscar. Sıradan bir iş günü içinde, Paris sokak ve caddelerinde on bir ayrı karaktere bürünüyor. Farklı öyküler yaşıyor. Farklı insanlara, duyarlıklara, gerçeklere dokunuyor. Onun da işi bu! Bir limuzinin içinde, kapalı ara camdan konuştuğu şoförüyle bir başına. Araba, bir sonraki adrese doğru yol alırken, o çeşitli kılıklara giriyor içerde. Bazen bir dilenci, bazen son vedasını edecek yaşlı bir adam, bazen kanalizasyonda yaşayan ‘Bay Merde’ olarak. Nedir normal olan veya olağanüstü? Gün sonunda bizi bekleyen hücremize, garajımıza dönerken kendi gerçeğimizle yüzleşebiliyor muyuz, asıl mesele bu! Yenilginin damakta bıraktığı o perişan tadı alabilmek. Karanlıkta gizlenen aksak umudu, her şeye rağmen devam etme mecburiyetini, kabullenişin ve başımıza gelen şeyin hüzünlü karanlığını… Dev aktör Denis Lavant, on bir ayrı karakteri oynuyor. Kylie Minogue, Eva Mendes, Edith Scob ve büyük usta Michel Piccoli kadroya renk katan diğer isimler. Leos Carax’ın, Michel Gondry ve Joon-ho Bong ile yönettiği üç ayrı bağımsız kısa filmi içeren 2008 tarihli ‘Tokyo!’ adlı filmde, yine Denis Lavant tarafından canlandırılan müthiş ‘Merde’ karakterini yeniden perdede görmek, izahı zor bir keyif. Salt öykü değil; bir şiir, gerçeküstü bir happening gösterisi, bir başka deneme ‘Kutsal Motorlar’! Sürdürdüğümüz hayatların, cebimizde dolaştırdığımız kimliklerin, üstü yazılı kartvizitlerin, yalancı statülerin sorgulanacağı, varoluşa ve gidişata dair çok ciddi satırbaşları yapan özel bir film. Cannes’de Altın Palmiye adayı olan Carax filmine lütfen seyirci kalmayın! İzleyici olun ve hissedin perdede gördüklerinizi. Belki de birden fazla kez tanık olmanız lazım bu yenilikçi, yürekli ve lirik şova! Kaçırılması sağlığı bozar! (4,5 / 5)

ZAMAN YOLCULARI
Bir derginin köşe yazarı, yanındaki iki genç stajyerle birlikte, ilginç bir gazete ilanının sahibini bulup, onunla röportaj yapmak üzere yola çıkarlar. İlanı, zaman yolculuğu yapmak için yanına birini arayan bir mucit vermiştir. Bu bir şaka değildir denmektedir ilanda. Ödeme, dönüşte yapılacaktır ibaresini, mutlaka kendi silahınızı getirin uyarısı takip etmektedir. En önemli uyarı ise, en sona saklanmıştır: Emniyetiniz garanti değildir! Bağımsız filmlerin atar damarı Sundance Film Festivali ve ‘Independent Spirit / Bağımsız Ruh’ ödüllerinde en iyi senaryo ödüllerini alan romantik komedi/dram, bilimkurguya bağlanıyor. Zaman zaman son derece hüzünlü bir tona bürünen filmin senaryosu, Derek Connolly imzalı. Yönetmen ise ilk uzun metraj kurgusunu imzalayan Colin Trevorrow. Aubrey Plaza ve Mark Dupplas, başrolleri paylaşıyorlar. Jake Johnson, Karan Soni ve Mary Lynn Rajskub, başarılı kadronun öne çıkan diğer isimleri. Psikolojik bozukluğu olduğu düşünülen yalnız mucit, yılar önce kaybettiği annesinin acısıyla yaşayan genç kadın, lise aşkını unutamamış alemci gazeteci ve Hint asıllı toy stajyerin yolculuğu, aşk, dostluk, en çok da karşındakine güvenip, inanmak üzerine, zaman kaygılı, zeki ve duyarlı bir öykü. ‘Zaman düşer ellerimden yere, oradan tahta boşa’ diyor film ve eklemeyi unutmuyor: ‘Sen ben, değirmenlere karşı bile bile birer yitik savaşçı, akarız dereler gibi denizlere, belki de en güzeli böyle.’ (3 / 5)
MURAT ERŞAHİN





Diğer Yazılar