Özel Dosya

BUGÜN, YARIN, DAİMA TİMUR SELÇUK

06 Kasım 2020 Cuma 13:48

Yarım yüzyılı geride bırakmış Timur Selçuk’un müzikal yaşamı, Türkiye’nin de bir aynasıydı adeta. Adı anılınca vitrinde daima 50 yıl önce ürettiği bugünün pop klasikleri Ayrılanlar İçin, Beyaz Güvercin, İspanyol Meyhanesi, Bugün Yarın Daima, İnme, Karantinalı Despina vardı ama Timur Selçuk bu süre içinde müzik pazarına yansımamış, meraklısı dışında geniş kitlelere ulaşamamış birçok yapıta da hayat vermişti.

Popüler müziğimizin kısacık ömründe, Timur Selçuk (d. 1945) tiraj anlamında, hiçbir zaman başrole soyunmamış, oyunun dışında kalmaya özen göstermiş bir isim olmuştu. Söyleşilerde, kariyerinin ilk dönemindeki aşk şarkılarını gençlik heyecanına, iyimserliğine bağlayan sanatçı, daha sonra akademik anlamda birçok türe merak sarmış ve denemişti…

1970’lerin ortalarında toplumun geniş kesiminde taraftar bulmuş sol görüşün müzikteki temsilcilerinden biriydi. Paris’ten 1975’te kesin dönüş yapmış ve Ankara Sanat Tiyatrosu’nda (AST) müzik yönetmeni olmuştu.

Tiyatro oyunlarını müziklemeye başlamıştı. Bilgesu Erenus’un Nereye Payidar oyunu için yazdığı besteler, 1977’de albümde toplanmıştı.

Kendi besteleri Nereye Payidar, 16 Haziran, Türkiye İşçi Sınıfına Selam, Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü, Eşeği Saldım Çayıra, Direniş Türküsü, Kerem Güney’in Mapushane Türküsü (Aldırma Gönül), Sarper Özsan’ın 1 Mayıs’ı gibi çalışmalarla bu albüm dönemin simge yapıtlarından biri haline gelmişti. Ardından ODTÜ’de verdiği konserlerin kayıtları uzun süre elden ele dolaşmıştı.

Aynı yıl İstanbul Oda Orkestrası’nı kurmuştu. Bir yıl sonra AST için bu yez Uğur Mumcu’nun Sakıncalı Piyade’sinin müziklerini yazdı. Oyundan alınan Dönek Türküsü adlı beste, 45’lik olarak yayımlanmış, büyük beğeni kazanmıştı.

Bir de Çağdaş Müzik Merkezi diye bir okul açmıştı. Kısa sürede burası, kartvizitlerine ‘Timur Selçuk’un Öğrencisi’ yazmak isteyenlerle dolmuş ve bu yuvadan piyasaya birçok şarkıcı, müzisyen yetişmişti…

Seksenlere arabesk denen deneysel müziğin zararları konusunda toplumu uyararak girmişti Selçuk.

Bu arada, Eurovision Şarkı Yarışması, her yıl alınan başarısız sonuçtan sonra adeta milli bir dava haline gelmişti. Bir süre orkestraların şefliğini yaparak davada yer alan ünlü besteci, ‘O iş böyle yapılmaz, böyle yapılır’ diyerek Bana Bana’yla 1989’da Türkiye’de birinci olmuş ve kızı Hazal’la deneyimli Vedat Sakman’ı yanına alarak Türkiye’nin gururunu kurtarmaya gitmişti. Sonuç yine hüsrandı...

Geçmişte İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda, sonra da altı yıl Paris’te Ecole Normale de Musique’de üst düzeyde müzik eğitimi almış, piyano, orkestra şefliği ve kompozisyon okumuştu. Babasının yapıtlarını, klasiklerini çok seslendirerek evrensel tatlarda daha geniş kitlelere ulaştırabilirdi.

Türlü eleştirilere karşın bu yolda yürümeye başlamış ve çeşitli konserlerle yapıtların çoksesli yorumlarını taze taze müziksevere ulaştırmayı başarmıştı.

Medya için bu tip çalışmaların magazinsel bir değeri olmadığından, o günlerde dine bağlılığıyla ilgili söyledikleri ya da babasının yapıtlarını yeterince değerlendiremeyeceğine inandığı Hülya Avşar ile Gökhan Tepe'ye çıkışlarıyla gündeme getirilmişti Timur Selçuk. Açıklamalarından cımbızla toplanmış kelimelerin üzerine gidilerek gün kurtarılmış, bir ara Pireli Şarkı’yı da İtalyanlardan çaldığı da yazılmıştı…

Yıllar geçmiş, her şeyin televizyon ekranında yaşandığı bir ülkede, ‘maestro’ olarak zamanı geldiğinde, hatırlandığında konuşmuş, yapıtlarıyla anımsanmayı tercih etmişti.



Diğer Haberler

AYVALIK SİNEMASEVERLERİ BEKLİYOR
AYVALIK SİNEMASEVERLERİ BEKLİYOR
30 Ağustos 2021 Pazartesi 11:24

'İSTANBUL CAZ' 2 EYLÜL'DE BAŞLIYOR
'İSTANBUL CAZ' 2 EYLÜL'DE BAŞLIYOR
12 Ağustos 2020 Çarşamba 00:13

DAVID DI DONATELLO'DAN HAİN'E 18 ADAYLIK
DAVID DI DONATELLO'DAN HAİN'E 18 ADAYLIK
18 Şubat 2020 Salı 22:03

OSCARLAR'DA BÜYÜK SÜRPRİZ
OSCARLAR'DA BÜYÜK SÜRPRİZ
10 Şubat 2020 Pazartesi 08:01