NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

BU ŞARKILAR LİSTELERDE

13 Eylül 2020 Pazar 21:32
NAİM DİLMENER'LE GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE

Herkes sırayla geri dönüyor, şimdi de Beş Yıl Önce On Yıl Sonra'nın sırası. Aslında kolay ama çok sözcüklü olduğu için çabuk karıştırılır isimli bu grubumuzun dönüşü ile birlikte beş / on'lar, önce / sonra'lar birbirine girdi, yıl'lar 'ay' hatta kimi zaman 'gün' oldu. O zamanlar da, 80'lerde de öyleydi ya, araya zaman girince daha da öyle oldu, grubun, kaç yıl önce ya da sonra oluşu hafızlarımıza duyduğumuz güvene bağlı olarak yansıdı haber ya da köşe yazılarına… Evet ilginç bir ismi var grubun, bir parça Avrupai bile denebilir. Ülkemizde gruplar, genellikle hoş bulunmuş herhangi bir sözcüğün yanına ler / lar eklenerek oluşturulmuş isimleri seçtiler kendilerine. Bilemediniz, grubun başını çekenin isminin yanına birden dokuza bir rakam eklendi isim niyetine. Bizimkiler ise öyle yapmadı… Zaten bir grup olmaktan çok bir "proje" olarak tasrlanmışlardı.

Ülkemizin en önemli yapımcılarından Yeşil Giresunlu'nun bir projesi olarak sunuldular hepimize ve böyle bir isim de çıkarılan işe doğrusu çok yakışmıştı. "Stars On 45" ın yerli bir versiyonu gibiydi Beş Yıl Önce On Yıl Sonra… Başkalarının üne kavuşturduğu, popüler hale getirdiği şarkıları, bir defa daha, hep bir ağızdan söylemek ve "hatıranın bini bir para" durumuna yaslanarak sivrilmek, isim yapmak. Doğrusunu söylemek gerekirse de başardılar bunu, Stars On 45 gibi… Böyle dönemler olur; ya bir boşluktur söz konusu olan, ya genel bir sıkıntı, ya da herkesin üzerine ölü toprağı serpilmiştir de kimse kolunu kıpırdatamaz; birileri çıkar ortaya ve "heyy, kendinize gelin, haydi şimdi bütün eller havaya" der ve heveslendirir, harekete geçirir sizi. Bizimkiler de, o zaman öyle yapmıştı.

MAZİ KALBİMDE YARADIR

1982 yılında kurulmuş olan Beş Yıl Önce On Yıl Sonra, kuruluşunu takip eden ilk günden itibaren popüler bir hale geldi ve 80'lerin bütün bir ilk yarısını en tepede geçirdiler. Ajda Pekkan şarkıları söyleyerek ünlenen grup, superstar ile birlikte Büyük Kabare'de yer aldı ve rüzgar nerden eserse oraya dönen günübirlik bir seyirci kesimince baş tacı edilerek, Superstar'dan esirgenen alkışlara boğuldu. Dört kişi olmalarına binaen "****" olarak adlandırdılar ilk albümlerini. Atakan Ünüvar, Mehmet Horoz, Nilgün Onatkut ve Şebgün Tansel (sonra Esma Erdem)'den oluşmaktaydı grup. Aslında, Yeşil Giresunlu ne yaptığını çok iyi bilmekteydi ve buna göre de işini çok sıkı tutmuştu. Neredeyse çekirdekten yetişme müzisyen ve şarkıcılardan oluşmaktaydı grup. Nilgün Onatkut da, Türk Popu'nun ilk yılları ile birlikte başarıyı aramaya çalışmış, plaklar yapmış bir şarkıcımıdı. Nilgün Arkun olarak bir türlü gelemiyen şöhret, ülkemizin bir başka çok önemli müzisyeni Doruk Onatkut ile evlendiğinde gelir gibi olmuş ama gelememiş ve olabilmesi için de zamanın 80'lere ermesi gerekmişti.

Dört yıldızlık albüm son derece sıkı bir repertuar çalışması sonucu ('telif sorunu' olmayan günlerdi o günler, bugün hiçbir babayiğit bu şarkıları tek bir albümde bir araya getiremez) oluşturulmuştu. "Dünya Dönüyor", "Olmaz Böyle Şey", "Sev Kardeşim", "Senden Başka" başta olmak üzere Türk Popu'nun en güzel şarkılarının üzerine onlarca Ajda Pekkan şarkısı eklenmiş ve hepsi birden "Beş yıl önce on yıl önce bu şarkılar listelerde, zaman geçse dünya dönse hepsi aynı güzellikte" nakaratı ile birbirine hem bağlanmış, hem de grubun varlık nedenine göndermede bulunmuştu. Albümün 'B' yüzü de, aynı formülün, "Elveda Meyhaneci" den, "Aşkın Kanunu" na kadar, bu sefer popüler Türk Müziği şarkılarına uygulanmasından oluşturulmuştu. Kıyamet koptu resmen… Meğer herkes ne kadar özlemişmiş o günleri ve o şarkıları, üstelik üzerlerinden yalnızca beş - on yıl geçebilmişken.

12 Eylül günleri işte, sığınacak herhangi bir liman, bir köşe, bir sayfa ya da bir 'an' arıyordu herkes, bir kısmımız da bulmuştu işte. Grup, aynı formülü, vals ve tangolara uyarlayarak ikinci albümünü yaptı: "5 Vals 10 Tango". Vals ve tangolar albümün birinci yüzüne oturmuşken, albümün ikinci yüzüne, grubun "artık kendi şarkımız da olsun" kaygısından olsa gerek, birkaç da yeni şarkı konmuştu. Bu şarkılardan "Yaz Yağmuru (A.Serdengeçti / Aysel Gürel) bana göre Türk Popu'nun gelmiş geçmiş en güzel şarkılarından biridir. Ama ne yazık ki, albümün bütün 'B' yüzü gibi, bu şarkı da vals ve tangoların altında kaldı. Bu albüm sonrası grubun ünü zayıflar gibi oldu ama yine de kendilerine Yeşil Giresunlu tarafından çizilen programı uygulamaktan vazgeçmediler. Üçüncü albüm ile birlikte sıra Türkülere gelmişti, onlar da "Size Selam Getirmişem" ile giriştiler bu işe. "Firuze" nin, "Sen Ağlama" nın ortalığı kırıp geçirdiği günlerdi o günler. Sezen Aksu'nun, "git / gitme / kal / kalma" ile kafalarımızı karıştırdığı o günlerde, hepimiz Beş Yıl Önce On Yıl Sonra'nın peşini bıraktık. Bu arada onlar, Selçuk Başar'ın desteği ile Lüksemburg'da "Halay" çekmiş, Ajda Pekkan ile koca bir albüm boyu "Ahh Fatma!" diye çığlık atmışlardı ama, olmayınca olmuyor, zamanınız geçince hiçbir şey hiçbir işe yaramıyor.

Grup, bu sefer üç kişi olarak döndü. Erkekler yerlerinde yine. Pop, kadının yaşlısını bağrına basmaktan imtina ettiği için, erkeklerimizden Atakan Ünüvar'ın kızı Seda Ünüvar alınmış kadroya. Yine zamanında çıkıyor ortaya grup. Çizme sesleri belki duyulmuyor henüz ama, bir şekilde herkes mutsuz, sıkıntılı, bezgin yine. Yerlerde sürünüyorken, bir telaş geçmişe elini uzatıyor herkes. Başta "Affetmem Seni", "Hasret" ve "Sensiz Saadet (Gel Desen Gelememki)" olmak üzere albümün şarkıları yine birinci sınıf. Hepimizin, bu şarkılar eşliğinde yaşanmış gamsız - tasasız hiç olmazsa birkaç günü var. O günlere uzanıp bir parça hafifleyebiliriz belki de. Yetmiyorsa "Aldırma Gönül" de var: Dertleriniz kalkmışsa şaha, bir küfür / sitem yollayın siz de. Herkesin kafasında bir adresi var nasılsa.

 

BULURSANIZ KAÇIRMAYIN

**** - Balet - LP

5 Vals 10 Tango - Balet - LP

Extra - Balet - LP

Halay - Balet - 45'lik

Ajda Pekkan&Beş Yıl Önce On Yıl Sonra - Balet - LP

 

NAİM DİLMENER

 



Diğer Yazılar