Geleneksel Türk kızı kalıplarına ve nesiller boyu devam eden “ne derler korkusuna” meydan okuyan, evin güzel kızı Efsun, hayatının aşkı Sinan’a evlenme teklif eder ve düğün süreci başlar. Ancak, her genç kızın kâbusu aileler, Efsun ve Sinan’ın hikâyesine de gölge eder. Kendi doğruları ve değer yargılarıyla yüz yılların evlilik adetlerine ve geleneklerine meydan okuyan Efsun ve Sinan’ın cesaretinin komediyle buluştuğu hikâyesi.
1820 kışında, New England balina gemisi Essex kimsenin inanamayacağı bir şeyin saldırısına uğradı: Neredeyse insanlara özgü bir intikam dürtüsüne sahip, dev cüsseli bir balina. Gerçek bir deniz felâketi olan olay Herman Melville’in Moby Dick’ine ilham kaynağı olacaktı. Ama roman hikâyenin yalnızca yarısını anlattı. Denizin Ortasında filmi bu karşılaşmayı takip eden dehşet verici olayları konu alıyor.
Bir dizi yanlış anlaşılmanın sonrasında Alvin, Simon ve Theodore, Dave´in yeni sevgisine evlenme teklifi edeceğini düşünmeye başlar. Önlerinde Dave´i bu kararından vazgeçirip arkadaşlarını kaybetmeyi ve berbat bir üvey kardeşe sahip olmasını önlemek için üç günleri vardır.
Sri Lanka’da sona eren iç savaştan kaçabilmek için Dheepan, bir kadın ve bir kız çocuğuyla bir aileymiş gibi davranarak mülteci olarak Fransa’ya gider. Bir toplu konuta yerleştirilen üçlü, bir yandan göçmen olarak kültür çatışmasını aşmaya çalışırken bir yandan da ailevi meselelerle uğraşmak zorunda kalacaktır.
Cevat, Türkiye’nin nam salmış kabadayılarından birinin şehvet düşkünü oğludur; uluslararası şöhrete sahip manken Camilla’yı tutkulu aşkı sonucunda kaçırmaya karar verir. Bu kaçırma operasyonunu Cevat adına bir başka suç makinesi Ziya Baba üstlenmiştir. Ziya Camilla’yı kaçırır ve Camilla’yı bir paket içinde Cevat’a götürme görevini Şahin’e verir. Ancak Şahin, Cevat’a götürdüğü paketin içinde ne olduğunu bilmemektedir.
Hikâye, 5 polisin bir gece gizemli bir kabus ağının içine düşmesini anlatıyor. Gece devriyesi esnasında gelen acil yardım çağrısı üzerine destek için gittikleri yerde, kendilerini dış dünyayla iletişimleri kesilmiş bir şekilde eski bir Osmanlı karakolu harabesinin karşısında buluyorlar.
Fransa Bisiklet Turu şampiyonluğuyla dünyaca ünlü bir efsaneye dönüşen ve yıllar sonra doping kullandığını itiraf eden Lance Armstrong’un gerçek öyküsü. Spor yazarı David Walsh, Armstrong’un Fransa Bisiklet Turu başarısının sebebinin doping olduğuna inanmakta ve bu yalanı ortaya çıkarmak için araştırma yapmaktadır. Film, kazandığı başarılar ile kahramana dönüşen, Armstrong’un şöhret basamaklarındaki çıkış ve inişlerini anlatıyor.
1887 yılında bir Japon heyetinin İstanbul’a gelmesinin ardından, iade-i ziyaret olarak Osmanlı fırkateyni Ertuğrul’un Japonya’ya gönderilmesi kararlaştırıldı. Gemide, Japon İmparatoru Meiji’ye sunulmak üzere pek çok kıymetli hediye bulunuyordu. Ertuğrul, 07 Haziran 1890’da Yokohama Limanı’na ulaştı. Dönüş zamanı, gemi yola çıktıktan bir gün sonra çok şiddetli bir fırtınada kayalıklara çarptı ve battı.
Karısı tarafından terk edilen David, kendisi gibi bekâr insanların eş bulmak üzere yerleştiği bir otelde kalmaya başlar. Ruh eşini bulması için 45 günü vardır ve eğer bunu başaramazsa seçeceği bir hayvana dönüştürülecektir. Otelin absürt kuralları, aynı kaderi paylaştığı insanların halleri ve ceza olarak sürüleceği ormandaki asilerin korkusu bir araya gelince çaresiz kalan David, yılın en özgün filmine imza atacak hikâyesini yazmaya karar verir.
Mimarlık öğrencisi Barış, her genç üniversite öğrencisi gibi hayatın tadını çıkarmaktadır. Füsun’u ilk gördüğü anda hayatında hiç bilmediği bir duyguya kapılmıştır. Aşk Barış’ı yakalamıştır. Kimdir bu kız? Nerede yaşar? Ne yer? Ne içer? İsmini bile bilmediği ama aşık olduğu bu kıza ulaşmalıdır. Yakışıklı, ve içten olan Barış, sonunda Füsun’u kendine aşık eder, evlenirler. Her şey masallardaki gibidir. Ta ki masal bir gün bozulana kadar…
Buzul bilimci Claude Lorius, Antarktika’da sondajdan çıkan bir buzu viskisine atmasıyla fark eder ki, erimekte olan buz aslında bir tarihi eserdir. Bugün 82. yaşını kutlayan Lorius’un 1957’de başlayan araştırma serüvenini, 2015’te bir vasiyetnameye dönüştüren yönetmen Claude Jacquet, seyircisine buzulların kalbinde gizlenmiş gerçekleri, ilk ağızdan öğrenme şansını veriyor.
Hızlı, yüksek adrenalinli, aksiyon dolu ve heyecanlı Point Break’de, genç FBI ajanı Johnny Utah, karizmatik lider Bodhi tarafından idare edilen ve elit sporculardan oluşturulmuş hırsızlık çetesine sızar. Bu sporcuların, son derece sıra dışı yöntemlerle birçok suç işlediklerinden şüphelenilmektedir. Utah gizli kimliği ile hayatını tehlikeye atarak, bu suç mimarlarına olan bağını kanıtlamak için mücadele eder.
Yıl 1981… Türkiye, askeri darbenin henüz başındadır. Doğunun en ücra köşesindeki tarihi bir kent olan Kars’ta o yıl, halk için kömür ihtiyacı, özgürlük ihtiyacıyla yarışmaktadır. Birkaç devlet kurumu ve ayrıcalıklı kişi dışında o kış kömüre ulaşabilmek imkânsızdır. Tek servetleri kızakları ve hayalleri olan Serhat, Gürbüz ve İbo, simsiyah kömürün peşinde dayanışmanın gücünü keşfedeceklerdir.
Binlerce hikayenin saklı olduğu bir yılbaşı gecesi Barselona’da kahramanlarımız birbirinden farklı aşklar yaşamaktadır: Carles ve Paula, çatırdayan evliliklerini ayakta tutmanın mücadelesini verirken, Oscar hayatının aşkını arama yolunda hiç ummadığı bir limana demir atar. Bu yılbaşı Barselona sokakları birbirinden farklı aşk hikayeleriyle ısınacak.
Yakın zamanda kaybettiğimiz ünlü ozan Neşet Ertaş’ın bilinmeyen yanlarını konu alan filmde, ozanın hayat felsefesinin derinlikleri oldukça özel görüntüler ve anılarla ilk defa gün yüzüne çıkıyor. Almanya’ya neden gitmişti? Sıladan uzakta geçen 30 yıllık gurbet hayatında nerde ve nasıl yaşamıştı? Yaşarken “Neşet Ertaş öldü” diyenlere nasıl bir şiirle cevap vermişti? Almanya’da kendisini ağırlamak için bir restoranda masayı her türlü yiyecek içecekle dolduran hayranlarından istediği yemek neydi? Türkiye’ye dönmeye kimler ve nasıl ikna etmişti? Yıllar yılı talan edilen türkülerinden ilk defa nasıl telif alabilmişti?
Nadide, evlilik hayatını, iş yaşamına tercih ederek 50 yaşına gelmiştir. Eşini kaybettiğinde, kendisini haftada bir gün ziyarete gelen kızı ve torunu ile oğlunu beklerken bulur. Hiçbir aktivitede aradığı mutluluğu bulamaz. Ta ki, bir gün gazetede bir haber görene dek. Nadide bu haberin ardından kendini önce okul sıralarında, sonra da mavi sulara atladığı bir macerada bulur. Bir grup genç ve gizemli bir kaptan ile yeni bir başlangıca yelken açar.
Violette, 45 yaşında, hayatını moda sektörüne adamış başarılı bir kadındır. Uzun soluklu bir ilişkisi olamayan Violette, bir bilgisayar dahisi olan Jean Rene ile tanıştığında en sonunda aradığını bulur. Jean Rene farklı biri olmasına rağmen, ikilinin arasında inkar edilemez bir kimya oluşur. Ancak ilişkilerinin ciddiye binmesiyle Violette’in oğlu Lolo problem olur. Lolo, Jean-Rene’yi bir türlü sevemez ve annesine layık bulmadığı bu adamı uzaklaştırmak için gizli bir harekat başlatır.
Serinin dördüncü filminde Elliot, Boog ve ormandaki diğer arkadaşları bu kez bir yabancının yolunun ormana düşmesi sonucu eğlenceli bir maceranın içine atılıyorlar.
İlkokul öğretmeni Magda, meme kanserine tekrar yakalandığını öğrenir. Daha önce de yakalanıp iyileştiği hastalığın bu kez epeyce ilerlediği ortaya çıkar. Magda yaşadığı bu zor günlerde en yakınlarının desteğiyle ayakta kalmıştır. Bunlar, 10 yaşındaki futbol delisi oğlu, bir türlü şarkı söyleyemeyen jinekoloğu ve karısını ve kızını bir kazada kaybeden ve Magda’nın hayatına aniden giriveren bir adam. Kendisine 6 aylık ömür biçildiği gün hamile olduğunu öğrenir ve ...
Doğaüstü güçlere sahip bir ailenin kızı olarak doğan Dina, annesinin yeteneğini almıştır. Dina tıpkı onun gibi insanlara baktığı an onların ruhunu görür ve içinden geçenleri tahmin edebilir. Ancak bir gün annesinin krallıkta yaşanan bir kaosa alet edilmek istenmesi ve annesinin buna karşı yeteneğini kullanmayı reddetmesi hapse atılmasına neden olur. Dina gerçekleri ortaya çıkarmak ve annesini kurtarmak için canını riske atacağı tehlikeli bir yolculuğa çıkar...
SİYAD üyesi deneyimli kalemler vizyonu 5 üzerinden notluyor... Yıldızlı Pekiyi, her hafta sizinle!
Yapımcılığını Outline Animation and Games’in üstlendiği, Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik yıllarını konu alan animasyon sinema filmi ‘Mustafa Kemal’, 10 Ekim’de TME Films dağıtımıyla sinemaseverlerle buluşacak. Film, zaman makinesiyle geçmişe giderek Mustafa Kemal’in Selanik Askerî Rüştiyesi’nden Trablusgarp Savaşı’na uzanan yolculuğuna tanıklık ediyor. Yönetmenliğini Hulusi Orkun Eser’in üstlendiği filmin senaryosu Ali Hakan Kaya ve Sinem Doğangönül tarafından kaleme alındı.
Sinema tarihinde bugün neler yaşandı? İşte tarihin sayfalarından birkaç önemli not:
Üç Oscar ödüllü oyuncu Frances McDormand, Joel Coen'in yeni filminin İskoçya setinde Josh O'Connor'a katılıyor. Proje hala gizemini koruyor ancak şimdiden en çok merak edilen projeler arasına girdi bile. Jack of Shades adlı filmin çekimleri şu anda İskoçya'da devam ediyor ve yapımın yarıya geldiği bildiriliyor.
Bir kadın, kız kardeşinin düğününde oğlunun giymesi için terziye bir takım elbise siparişi verir. Terzi çırağı aynı binada çalışan iki genç arkadaşıyla birlikte gece takım elbiseyi denemeye ve nasıl bir his olduğunu öğrenmeye karar verir. Ancak sabah işler karmaşık bir hale gelir…
Amerikan müzik dergisi Ultimate Classic Rock, punk dünyasına dalıp 60'ların sonuyla 70'ler müzik dünyasının en güçlü akımlarından punkın en ünlü aktörlerini inceledi ve 30 şarkılık bir liste hazırladı. Sex Pistols, Clash ile Ramones'ten Green Day ile Blink-182 gruplarına uzanan zaman diliminden şu şarkılar öne çıktı:
Haftanın filmleriyle ilgili sinema eleştirmenleri köşelerinde neler yazdı; nelere dikkat çekti. İşte eleştirilerden özet bölümler: