Arşiv (Sinema)

ŞUURSUZ AŞK

12 Aralık 2019 Perşembe 08:52

Yusuf doğuştan engelli, siyasetten asla anlamayan, tek derdi, üniversitenin kampüs girişinde simit satıp annesine ekmek götürme kavgasındadır. İhtilalin kaos ortamından nasibini alan Yusuf, gözünü açtığında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve hayatı bambaşka bir hal alacaktır. Yusuf, dönemin akıl ve ruh sağlığı rehabilitasyon merkezine sevk edilir. Menekşe ise uzun zamandır hastanede ve geçmişinin silinmeyen izleriyle boğuşmaktadır. Yusuf, aynı hastanede rehabilite olan Menekşe ile karşılaşır

 

SEANSLAR

 

YÖNETMEN:

Conrad Vernon

Greg Thernan

 

OYUNCULAR:

İsmail Hacıoğlu

Ebru Şahin

Burcu Kara

Ruhi Sarı

Ayşegül Günay 

Tuncer Salman

SENARYO:

Umut Ertek

 

GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ:

Sami Saydan

 

MÜZİK:

Yıldıray Gürgen

 

YAPIM:

2019, Türkiye

 

DAĞITIM:
CGV Mars D.

 

SÜRE:

 

ELEŞTİRMEN GÖRÜŞÜ:

KEREM AKÇA: '... Ertek’in senaryosu aslında Tunç Başaran’ın 80’li 90’lı yıllardaki duygusu olan ‘tarihi damar’la yola çıkıyor. Ebru Şahin’in tiplemesi ise fazlasıyla “Sen de Gitme”nin (1998) Olivia Bonamy’nin canlandırdığı kalıcı Triandifilis’i andırıyor. İsmail Hacıoğlu ise “Babam ve Oğlum”daki Firket Kuşkan’ın Sadık’ını yeniden canlandırıyor sanki. Bu iki filmin birleşmesinden ise o kadar çağdışı bir şey çıkmamış, aksine sahicilik problemlerine karşın dramatik yapısıyla kendini izleten bir film “Şuursuz Aşk”. Volga Sorgu ve Ruhi Sarı oyuncuları toparlamaya çalıştığında yükseliyor, bu ikili olmasa ‘kast’ açısından bir profesyonellikten söz etmek zorlaşırdı. Hacıoğlu o kadar kaptırmış gidiyor ki, karakteri kontrol altına alamamış. Bu durum filmin açısından temel bir sancıya yol açıyor. Burcu Kara da tüm toplama dizi yüzü olarak eşlik edince Ebru Şahin’in yükselen bir değer olarak sinemaya girişi daha bir saygıya değer hale geliyor. Film, 12 Eylül damarlı bir akıl hastanesi filmi olarak fazla melodramatik öğelerden besleniyor. Frank Perry’nin klasiğe dönüşmüş bağımsız ruhlu ‘delilerin aşkı filmi’ “David ve Lisa”da (“David and Lisa”, 1962) gördüğümüz mesafeli yaklaşımı bekliyoruz. Ama nafile… Türkiye’de elbette bir üst açı, ona eşlik eden detay planlar ve inadına bir sonuç almak için bağlanan final devreye giriyor. Bir tutarlılık olsa da bu aslında ağlak Yeşilçam melodramının duygularını tetiklemek için canlanıyor. Bir prodüksiyon hissedilse de sinemasal açıdan ‘kopyala-yapıştır’ hissi yaratıyor.'



Diğer Haberler

THREE
THREE
29 Mayıs 2025 Perşembe 17:53

GECENİN GÜNDÜZÜ
GECENİN GÜNDÜZÜ
21 Mayıs 2025 Çarşamba 11:40

KABALA
KABALA
21 Mayıs 2025 Çarşamba 08:20

STELİOS-BEKLEDİM DE GELMEDİN
STELİOS-BEKLEDİM DE GELMEDİN
21 Mayıs 2025 Çarşamba 08:15

ÖRÜMCEK-ADAM 3
ÖRÜMCEK-ADAM 3
21 Mayıs 2025 Çarşamba 08:04

KEFENLER
KEFENLER
20 Mayıs 2025 Salı 10:19

DEHŞET EKRANI: HABİS RUH
DEHŞET EKRANI: HABİS RUH
15 Mayıs 2025 Perşembe 08:35