Yeni Albümler

FERİDUN HÜREL'E SAYGILARLA

20 Nisan 2025 Pazar 13:06

Çeşitli isimlerin yorumlarıyla yer aldığı Feridun Hürel'e saygı albümü, 21 Şubat 2025 tarihinden itibaren, Pasaj Müzik etiketiyle farklı dijital platformlarda haftada bir şarkı olmak üzere yayınlanmaya başladı.  Süheyl Atay ile Orkun Tunç’un yapımcılığını üstlendiği albüm Emir Can İğrek'in söylediği Seni Sevmek Yok mu? parçasıyla açıldı ve 18 Nisan'da Ayşe Ekiz'in yorumladığı Zaman parçasına ulaştı.  

 

PARÇA LİSTESİ ve YAYIN TARİHLERİ

1. EMİR CAN İĞREK     SENİ SEVMEK YOK MU 21.02.25
2. MADRİGAL    BİR SEVMEK BİN DEFA ÖLMEK DEMEKMİŞ 28.02.25
3. RASHIT    MADALYONUN TERS YÜZÜ 07.03.25
4. BİROL NAMOĞLU    GELMİYOR İÇİMDEN ŞARKILAR YAZMAK 14.03.25
5. ALİ HİTİT    YOK ÖYLE BİR KADIN 28.03.25
6. EMRE AYDIN SANA DEĞMEZ   04.04.25
7. KUM & BEDEVİLER    AĞLARSA ANAM AĞLAR 11.04.25
8. AYŞE EKİZ    ZAMAN 18.04.25
9. CEREN    BOYNUK GECE 25.04.25
10. ÖZNUR SERÇELER    GİTME GEL 02.05.25
11. EVRENCAN GÜNDÜZ    HOPTİRİNOM 09.05.25
12. GÜLİZ AYLA    GÖNÜL SABREYLE SABREYLE 16.05.25
13. YİĞİT KAYA    CANIM KURBAN 23.05.25
14. REDD    SEVENLER AĞLARMIŞ 30.05.25
15. TNK    HARAM 13.06.25

 

3 HÜREL

Güçlü ritm, hüzünlü vokal

Onur (2.12.1947), Haldun (8.5.1949) ile Feridun’a (30.4.1951) 1956’da kardeş gelen Aydın’ın doğumu sonrası Rizeli Hürel ailesi İstanbul’a göç edip Fatih semtine yerleşir.

Hürel kardeşler radyoyu ilk kez Fatih’te arkadaşlarının evlerinde görür ve Beatles ile Elvis Presley’i dinleyerek popa sevdalanır.

Kardeşlerin müzik serüveni babalarının eve getirdiği akordeonu kendi çabalarıyla öğrenerek ve sırayla çalarak başlar; tarih 1965’tir. İçlerindeki müzik coşkusu, maddi olanaksızlıklar nedeniyle şimdilik akordeonla sınırlı kalacaktır.

Semtlerindeki düğün salonlarında orkestraları izleyip onlara öykünerek çalmayı denerler önce. Müziğe aşıktırlar ve günün büyük bölümünü müzik için harcamaktadırlar. Zamanla, gitarla davulu da kıvırmışlardır ama bu çalgıların hepsi düğün salonlarına aittir. Boşluklarda fırsattan istifade edip salonlardaki çalgıları kullanabilmektedir kardeşler.

Sonunda 27 Kasım 1965’te Haldun ile Onur, Kamer Düğün Salonu’nda arkadaşlarıyla sahneye çıkmayı başarır. Hüreller’in profesyonelliğe ilk adımı bu şekilde gerçekleşir.

1966’da ilk grupları Yankılar’ı kurarlar. Ancak, Adapazarı’nda da aynı adlı bir grup olduğunu duyunca İstanbul Dörtlüsü’ne dönüştürürler isimlerini. Şubat 1967’de Altın Mikrofon elemelerine Feridun Hürel (gitar), Onur Hürel (bass), Haldun Hürel (davul), Necmi Cihan (piyano), Turgut Özgüney’den (vokal) oluşan kadroyla katılırlar ve vasat bir performans sergileyip finale kalamazlar.

Yarışmadan sonra yeni adları Oğuzlar’dır. Grup, sinemalarda, gazinolarda büyük orkestraların önünde çalıp onların aletlerini kullanarak kendini geliştirmekte, biraz da para kazanabilmektedir.

Bu şartlarda Altın Mikrofon için yeterli olmamaktadır birikimleri. Şanslarını bir sonraki yıl da deneyecekler ve yine final dışında kalacaklardır.

Ekim 1967’de üç kardeş, bu kez Biraderler adıyla birlikte çalışmaya başlar. Düğün salonlarında günün sevilen parçalarını çalıp para kazanmakta, diğer zamanlarda İngilizce şarkılar söyleyip Elvis Presley’i taklit ederek rock’n’roll yapmaktadırlar.

Bir geçiş dönemidir bu. Müzikal kişilikleri oturmaya başlayınca sadece bu toprakların müziğini üretecekler ve bugüne dek aynı yolda ilerleyeceklerdir.

Bu arada, Diskotek dergisinin Amatör Topluluklar yarışmasında ikinciliği kazanırlar ve Biraderler adıyla geniş kitlelere seslenme olanağı bulurlar. Fitaş Sineması ile İTÜ konserleri derken işler ciddileşir ve akabinde basında haberleri, söyleşileri çıkar.

 

Hippi kardeşler

Hareketleri, giyimleri, saç ve sakallarıyla farklıdırlar. Gazetelerde, dergilerde ‘hippi’ diye tanıtılan Biraderler’den Feridun Hürel para kazanıp kendi aletlerini satın alabilmek için Selçuk Alagöz Orkestrası’na katılır. Ağabeyler de onun yerine Osman adlı gitaristi alarak grubu sürdürür. Alagözler’le çıkılan bir turne sırasında Selçuk Alagöz’den iki eleman askere çağrılınca, ağabeyler bu orkestraya katılır ve kadro, üç Alagöz kardeş ile üç Hürel kardeşten oluşur.

Altı ay kadar Selçuk Alagöz’le müzik yapan, 3. Apollonia Müzik Festivali’ne katılan, Düğün Alayı/Bir Gölge Gibi adlı 45’liğin kayıtlarında çalan Hüreller, 20 Temmuz 1970 tarihinde önemli bir karar verir. Orkestradan ayrılıp 3 Hürel’i kuracaklardır…

Anadolu Pop en verimli dönemini yaşarken 3 Hürel, bağlama için dördüncü eleman aramadan sorunu kendi bünyesinde çözmeyi dener. Feridun Hürel bağlamayla elektrogitarı ayrı gövdede (saz-gitar adını verdiği çalgı) birleştirerek özel bir tını elde eder. Haldun Hürel’in Beyazıt Bakırcılar Çarşısı’nda yaptırdığı dev bakır darbukalardan çıkan ritmle bu özel çalgının tınısı birleşince grubun sounduyla birlikte şov yanı da sivrilir.

İlk 45’likleri ‘Ve Ölüm/Şeytan Bunun Neresinde’ 30 Ağustos 1970’de Diskotür etiketiyle yayımlanır. Beş yıl boyunca, İstanbul’un çeşitli semtlerinde verilen konserler, düğün salonlarındaki çalışmalar, azimle sürdürülen çabalar nihayet bu plakla taçlandırılmıştır.

Bu 45’lik, Anadolu Pop’a yeni gibi bir grubun katıldığını müjdelemektedir ama Şeytan Bunun Neresinde (söz: Dertli) parçasının düzenlemesinin kendisine ait olduğunu iddia eden Şemsi Yastıman, grubu mahkemeye verir ve davayı kazanır.

Grup ant içer; bu olaydan sonra başkasının bestesini yorumlamayacak, türküleri derlemeyecek ve hep kendi bestelerini seslendirecektir...

O günlerde Aziz Azmet Moğollar’dan ayrılmıştır ve yeni bir şeyler yapmak istemektedir. 3 Hürel’e çalışmak için haber gönderir. Hemen devamında, 3 Hürel, birlikte çıktıkları turnede Azmet’e eşlik eder ve onun solo yapıtı On Beşinde Aldım Sazı/Haram (1970) 45’liğin kayıtlarında çalar. Bu birliktelik Şubat 1971’de sona erer.

Feridun Hürel’in iç dünyasını yansıtan hüzünlü şarkı sözleri, grubun üstün ritm anlayışı ve Anadolu ritmlerinin ustaca rocka yedirilmesi şaşırtıcı ölçüde çok taraftar bulmaya başlamıştır.

Madalyonun Ters Yüzü Bu, kız kardeşlerine yazdıkları Gül’e Ninni, Ağlarsa Anam Ağlar gibi hüzünlü parçaların yanında, Diday Diday Dom, Yara, Hoptirinom ve yıllar sonra Haluk Levent’in ikinci albümünü sırtlayacak Sevenler Ağlarmış gibi ritmik parçalarla beş yıl devamlı zirveye oynar 3 Hürel.

Kariyerlerinin ilk dönemindeki bütün plaklar Diskotür etiketiyle yayımlanır. Ticari ilişkinin yanında şirketle manevi bir dayanışma da vardır aralarında; uzun yıllar sonra yeniden profesyonel müziğe dönünce, bu kez Diskotür’ün haklarını almış ADA Müzik’le yaparlar albümlerini...

 

Saçlar, sakallar TRT’ye feda olsun

O dönem Anadolu Pop‘daki fikir ayrılıkları, farklı beklentiler nedeniyle Moğollar, Kardaşlar, Dostlar, Cem Karaca, Edip Akbayram, Barış Manço, Ersen gibi isimler arasında yaşanan grup değiştirme trafiğinden hiç etkilenmez 3 Hürel. Feridun’un kaleminden çıkan besteler ağabeyleri tarafından da kabul görünce büyük sorunlar yaşanmaz ekipte. Onun, fazla suya sabuna dokunmayan, aşk, ayrılık temalarını içeren türkü formundaki deneysel bestelerinden memnundur iki ağabey de.

1971’in son günlerinde Ersen’in Dertli Kaval/Beni Hor Görme Kardaşım 45’liğinde çalan grup, bütün Anadolu Popçular giyimleri, kuşamları nedeniyle TRT’nin kapısından çevrilirken, 1972’de TRT kurallarını kabul edip saçlarını keser ve ekrana çıkar.

Hey dergisinin 17 Mayıs 1972 tarihli sayısında, ağızlarından şöyle bir demeç yayımlanır: ‘Uzun saç günümüzde müzisyenin simgesi olmaktan çıkıp basit bir moda haline geldi. Bu nedenle, uzun saç bizce önemini kaybetti. Televizyondan program yapmamız için teklif aldık. Yalnız, saçlarımızı kesmemizi istediler. Dileklerini, bizce önemsiz olduğu için yerine getirdik. Halk isterse tekrar uzatırız’...

Hüreller gerçekten de diğerlerine pek benzemeyen bir gruptur. Feridun’un dillendirdiği üzere, müziği, sanat ya da halk için değil kendi duygularını yansıtmak için yaparlar.

Gazinolara da çıkmaya devam etmektedir grup ama, bu durumdan hiç memnun değildir. Feridun Hürel birçok kez gazino sahnesinde oturarak çalıp söylemiş ve yaptıkları müziğin eğlenceden çok, dinlemeye yönelik olduğu mesajını vermek istemiştir.

1972 yazında düzenledikleri Anadolu turnesinde ise, kendilerini yenilemek ve monotonluğa düşmemek iddiasıyla Alpay’la aynı sahneyi paylaşırlar. Anlaşma, Alpay’ın dolduracağı plaklar için de geçerlidir ama Aşk Böyledir/Gönüllerde Bahar (1972) 45’liği dışında bu plan yürümez.

Bir dönem de, Meral Atakök (Masa Üstünde Testi/Kapı Önünde Durdum-1972) ve Nesrin Sipahi’yle (Bir Mevsim Daha Geçti/Keçi Vurdum Çayıra-1974) plak kayıtlarında işbirliği yaparlar…

1973 yılı çok verimli geçer; Madalyonun Ters Yüzü adlı 45’lik listeleri altüst eder ve aynı başarı Sevenler Ağlarmış’la tekrarlanır. 3 Hürel, artık iyiden iyiye özgün bir sounda ulaşmıştır. Özellikle, Haldun Hürel sürekli yeni ritm arayışlarıyla sıkı bir dinleyici kitlesi kazanmış ve askılı davul, kaşık, dev darbuka, çan ve teflerle adeta bir vurmalılar sentezi oluşturmuştur.

 

İlk uzunçalara altın plak

Sırada albüm vardır; ‘3 Hürel’ adını verdikleri ilk uzunçaların repertuarına Aşk Davası, Ve Ölüm, Haram, Gurbet Türküsü, Anadolu Dansı, Lazoğlu, Madalyonun Ters Yüzü, Diday Dom, Kara Yazı, Gül’e Ninni, Ölüm Al Beni, Pempelikler parçalarını koyarlar.

Beklediklerinden daha fazla ilgi gören uzunçalar gruba ‘altın plak’ kazandırır. Belgelere göre, Türkiye’de pop müzikçilere verilen ilk altın plak (uzunçalar) ödülüdür bu.

Ardından Feridun, 1974’de Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş/Üzülmeye Değmez Hayat adlı solo 45’liğini yayımlar. Bireysel bir çalışmaya kalkışmanın gerekçesini, grubun sounduna bağlı kalmadan farklı işler üretmek arzusu şeklinde özetler.

1975’te büyük ağabey Onur Hürel kısa dönem vatani görev için İstanbul’dan ayrılınca grup aktif müziğe beş ay ara verir.

Onur askerden dönünce yeni bir uzunçalarla işi toparlamanın daha uygun olacağını düşünürler ve 1976 tarihli ikinci albümleri Hürel Arşivi’nde, o güne kadar çıkardıkları 45’likleri bir araya getirirler.

1977’de bu kez Haldun ile Feridun arka arkaya vatani görevleri nedeniyle gruptan uzaklaşır. Kısa dönem askerlik hizmeti o günlerde geçerli olmadığından, iki yıllık bir ara demektir bu 3 Hürel için.

Onur Hürel onları beklerken, Milliyet Türkiye Liselerarası Müzik yarışmasına 1974’te katılmış Fenerbahçe Lisesi öğrencilerinin bir bölümüyle Deprem adıyla grup kurar. Ancak, çok arzuladıkları halde, Geçti Gençlik Yılları ile Bir Yaz Günü adlı parçaları plağa dönüştüremeden dağılırlar.

Askerlik dönüşü, piyasanın çok değiştiğini, korsan kasetçiliğin arttığını gören grup elemanları, dinleyicilerini şok eden bir karar sonucu 3 Hürel’ adıyla müzik yapmayı bırakır.

Türküola şirketinin albüm kapaklarını hazırlamaya başlayan Feridun Hürel (Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Bölümü mezunu) bir ara Londra’ya gidip çeşitli lokallerde Anadolu Pop’tan örnekler verir ve uluslararası camiadaki müzikal gelişmeleri yakından izlemeye çalışır. Seksenler’in başında Türkiye’ye dönünce, Ona Buna İnanma adlı bir parçayla şansını yeniden denemek ister ama plak şirketinden kaynaklanan çeşitli sorunlar nedeniyle yapıt yayımlanamaz.

Onur Hürel resim öğretmenliği yaparken Haldun Hürel tekstille uğraşır, Feridun da reklâm sektörüne girer. Olanak buldukça bir araya gelip birlikte çalarlar ve Feridun’un yeni bestelerini seslendirerek provalar yaparlar. Ancak, ülkedeki müzik ortamının ne derece yozlaştığını görüp geniş kitlelerin karşısına çıkmaktan her seferinde vaz geçerler.

Bu arada, genç kuşak rockçılardan Haluk Levent, Sevenler Ağlarmış adlı bestelerini ister ve almayı başarır. Şarkı, Levent’in adını zirveye yazdıracaktır. Sevenler Ağlarmış’ın gördüğü ilgi sonucu 3 Hürel adı yeniden gündeme gelir.

 

Efsane yeniden

Müzik piyasasındaki yelpaze genişlerken gruba yeni albüm için teklif yapılır. Ağustos 1996’da kenarda birikmiş besteleri değerlendirmek amacıyla yeniden stüdyoya giren 3 Hürel, ‘Efsane Yeniden’ albümünü yayımlar.

1999’da ise ‘1953 Hürel’ adıyla, Ağlarsa Anam Ağlar dışında tümü yeni bestelerden oluşan albümü çıkartırlar. ‘Yeni dönem’in bu ikinci çalışması, 3 Hürel’in otuz yıldır aynı zevkle dinlenilmesini, bestelerinin taze kalmasını sağlayan klasik formülle üretilmiştir: Güçlü ritm, güçlü gitar soloları ve hüzünlü vokal.

Ne yazık ki, 70’lerin çizgisini, soundunu, hiçbir değişiklik yapmadan günümüze taşıyan grubun bu çabası müzik markette karşılığını bulamaz.

2000 yazında Serdar Öktem, elemanların yaşam serüvenleri ile grubun müzikal kariyerini Bir Efsanenin Öyküsü adlı kitapta değerlendirir.

Grup elemanları, 2000’lerde dersler vererek, kitaplar yazarak deneyimlerini, bilgilerini gençlere aktarmaya başlar. Feridun Hürel, Eski Köye Yeni Adet, 18 Yaşından Küçükler Okuyamaz, Sana Borcum Var Hayat, Klasik Müzik Rehberi, Haldun Hürel de Ölerek Yaşıyorum ve İstanbul’u Geziyorum Gözlerim Açık kitaplarını yayımlar.

Şubat 2008’de, aralarında Yavuz Bingöl, Burcu Güneş, Hayko Cepkin, Beyaz, Özcan Deniz, Ferhat Göçer’in de bulunduğu 15 isim gruba saygı albümü ‘3 Hürel Şarkıları Sonsuza Kadar’ı çıkartır…

 



Diğer Haberler