Konuk Yazar

YAŞLANDIKÇA AKSİYONLAŞIYOR!

09 Kasım 2020 Pazartesi 18:14
YAŞLANDIKÇA AKSİYONLAŞIYOR!

Emekli olduktan sonraki serüvenine 12 soygun sığdırmış bir yetenek! Deniz Kuvvetleri mensubu eski bir asker ve bombalı eylemler konusunda maharetli... Tom Carter, kendisini hayata bağlayan aksiyonlar niteliğindeki eylemlerine artık son vermesi gerektiğini düşünür. Çünkü bir deponun yöneticisi olan Annie Sumpter adlı kadına âşık olmuştur. Yeni motivasyonu olan bu sevdanın sonucu, o güne kadar çaldıklarını (toplam 9 milyon dolar) geri vermek ve cezasını çekerek ‘yeni normal’ine dönmek ister... FBI’ı arar ve teslim olmak istediğini söyler. Önce ciddiye alınmaz, daha sonra da iki çaylak ajan tarafından kapısı çalınır ve...

Liam Neeson, 2008 tarihli ‘Taken’dan (bizde ’96 Saat’ ismiyle gösterilmişti) bu yana bir aksiyon yıldızı olarak huzurlarımızda. Yıllar içinde yaş alsa ve bugün itibariyle artık 68’ine merdiven dayasa da İrlandalı aktöre, üzerine geçirdiği bu kimliğe uygun senaryolar yazılmaya devam ediyor; o da futbol deyişiyle ‘sahaya çıkıp topunu oynuyor’. Girişte konusunu kısaca özetlemeye çalıştığımız son adımı ‘Dürüst Hırsız’ın (Honest Thief) ise ahlaki açmazların üzerinde yürüyen bir karakterin, aşkı uğruna nedamete soyunması ve ‘kanuna teslim olması’na dayalı bir teması var. Yönetmenliğini, senaryoya Steve Allrich’le birlikte imza atan Mark Williams’ın üstlendiği yapım, aklanmak istedikçe batağa sürüklenen bir profilin izlerini sürüyor.

Çaylak ajanların (isimleri Nivens ve Hall), Carter’ın teslim etmek istediği dokuz milyon dolarlık meblağın önce 3 milyon dolarına kendileri el koyup onu ortadan kaldırmak isterken, işlerin karışmasıyla başlayan süreçte film yatağını değiştiriyor.

Trajik kaybın ardından...

Hayatındaki insanın gerçekte kim olduğunu bilmeyen ve onu elinde silahla bir hengâmenin içinde bulan Annie de çok geçmeden aksiyonun parçalarından birine dönüşüyor.

Türk asıllı Amerikalı meslektaşımız Bilge Ebiri, filme ilişkin ‘vulture.com’daki eleştiri yazısında Liam Neeson’ın bu tür rollerde sıkça karşımıza gelmesini aktörün eşi Natasha Richardson’ın 2009’daki trajik ölümünün (Kanada’da kayak yaparken düşerek başından yaralanmış ve hastanede hayatını kaybetmişti) ardından yaşadığı psikolojiye de bağlıyor. Ebiri’ye göre emektar aktör, bu filmlerde ya ailesinden kalanları korumaya çalışıyor ya da kaybettiklerinin intikamına soyunuyor. Mantıklı tespitler, katılıyorum ki, ‘Dürüst Hırsız’ın ana karakteri Tom Carter’ı çizgi dışına iten ana gerekçe de sistemin ezdiği ve yok ettiği baba figürü... Yani bir tür ailesine ilişkin bir intikam için soyguncu oluyor...

‘Ozark’ adlı dizinin yaratıcılarından Mark Williams’ın filmi, arka planında bu türden okumalar içerse de ön planda sırtını klişelere yaslıyor. Benim çocukluğumdaki, ünlü TRT dizisi ‘Dr. Richar Kimble’lı ‘Kaçak’tan beri şahit olduğumuz (ya da kuşağımın olduğu) ‘suçsuzluğunu ispatlama meselesi’ burada da tekrarlanıyor. Ayrıca bazı sahnelerde film mantık açısından pek ikna edici değil ama hafif melankolik ana karakteriyle ilgiyi ayakta tutuyor...

Terminator de kadroda

Kadronun Neeson dışında en tanınmış yüzü de Federal Büro’nun şefi Sam Baker’da izlediğimiz Robert Patrick. Aktör ‘‘Terminator 2: Mahşer Günü’ndeki kılıktan kılığa giren ‘T-1000’ adlı robot modeliyle hafızalara kazınmıştı.

Toparlarsak ‘Dürüst Hırsız’, orta karar bir aksiyon olarak kendini izletiyor. UĞUR VARDAN (HÜRRİYET/07.11.2020)



Diğer Yazılar